Sosyal medyayı tarafları da olan çok tehlikeli mecralar bütününün adıdır. Onu daha sakıncalı hale getiren de iyi taraflarının olmasıdır. Tıpkı doğruya en yakın olan yanlışın en kötü olması gibi.
Sevgi ve kardeşlik şüphesiz evrensel değerlerin başında gelir. Sevgi ve kardeşlik üzerine dünyanın hiçbir coğrafyasında olumsuz tek keline duyamazsınız. Sevgi hemen her yerde birbirine yakın anlamlarda kullanılsa da kardeşlik öyle değildir. Bugünün Batı dünyasında kardeşliğin karşılığını bulamazsınız.
Hislerin belli olmadığı resimlerin duyguların anlaşılmadığı yazılar ya da ruhsuz, soluk, birebir iletişimden uzak çekimler. Like'lar üzerine kurulmuş hayatlar.
Müslümanların saha refleksini kaybettiğini görüyoruz.
Eğer sosyal medyada paylaşalım Filistin davası ile alakalı bir basın açıklaması duyurusunu bin kişi beğeniyor ve açıklamayı 10 kişi geliyorsa, orada farklı şeyler oluyor demektir.
Kitle iletişim araçlarının bugünkü fonksiyonu, kitleleri kontrol altında tutabilmek, küresel planların işleyişine engel olmayacakları kıvama getirmek, düşünce ve bilginin değil; moda ve popüler kültürün arkalarından gitmelerini sağlamaktır.
Esaret önce ekranlarda boy gösterir, sonra sokaklarda dolaşır, aramıza girer. İnsanlar önceleri çok garipsese de sonra zamanla alışır. Bir zaman sonra bir bakmışsınız ki her şey normal hale gelmiş. Neden, nasıl, ne ara, ne şekilde genelde bilinmez.
Size yaşatılmak istenen şeyler önce ekranlardan gösterilir sonra siz sokağa çıktığınızda kendinizi kurgunun içinde bulursunuz. Fakat maalesef çok az insan bunun farkındadır.
Günden belirleme sürecinin ilk önemli adımı kamuoyu oluşturma olarak dikkat çeker. Medya aracılığı ile kamuoyu oluşturulması Aslında adalet ile yönetilen özgür toplumlarda görülmez.
Meşhur bir anlatım vardır. Yahudi bir iş adamı şöyle der, Eğer 10 liram olsa bunun 9 lirasını reklama harcarım. İşte bu örnek belki de her şeyi özetler.