Merhaba dostlar
Kitap yorumundan önce sizlere @ferhat_fuzuli Beyden biraz bahsetmek istiyorum çünkü kendisinin çok yönlü ve çalışkan olduğunu özyaşam hikayesini okurken anlayabiliyorum. Ferhat Bey bir avukat olmanın yanı sıra güçlü bir kaleme de sahip. İlk kitabı "Meşerret ve Şükran" ikinci kitabı "Çelebi ve Delice" den sonra en son kitabı "Dokuz Sekizlik Hüzün" ile okuyucuyla buluşuyor.
#romanincelemesi
Okur romanda iki hüzünlü aşk ile karşı karşıya kalıyor. Merak içerisinde bu iki aşk mutlu son ile mi bitecek merak ediyoruz doğrusu. Tabi ki aşk hiçbir zaman kolay olmamıştır değil mi? Alkın olduğu yerde bazen hüzün bazen ihanet olmuştur. İşte burada maceralı aşkları ayrı ayrı bölümler ve bu bölümlerin kitap sonunda sonuca varmasıyla sonlandırıyor yazar.
Kitapta İzmir eski mahallerinde Darağacı'ndan Tenekeli' ye Kordon'dan İstanbul'a uzanan mekanlarda dolaşıyoruz. Ayrıca bir diğer dikkatimi çeken nokta bu mekanların insanların yaşamına etkisi mahallelerin insanların karakterlerini oluşturması oluyor.
Kişi kadrosu oldukça geniş olan eserde "Sadri ve Rengigül hikayesi" ve "Medet ile Nükhet hikayesi" ön planda olarak işleniyor.
Eserde herkes neredeyse bir takma isme sahip oluşu mahalli yaşamın izlerinin kanıtı niteliğinde karşımıza çıkıyor. (Server Nine, Mastika Ali, Murtakeli Ayhan, Kemani Baki'nin torunu Sadri, Rengigül, Bergamalı, Medet Nükhet, Şahver, Vesile)
Ne varsa çözemedim
Bu tutarsız, kaypak ayda
Bir bakarsın namahrem, bir peçe burnun ucunda
Bir bakarsın kabak çiçeği, her bir yeri ortada
Şiirler, şarkılar, masallar ona
Hayatın sebeb-i hikmeti,
Güneşi takan yok
Aşufte ayın hayranı çok...
Demek
Gözleri kamaştıran bir gerçek
Değilmiş aranan,
Kapatın perdeleri
Zihinleriniz rahatsız olmasın
aydınlıktan...
Kaç kez daha dikeceksin sevdiğin çiçekleri?
Kaç kez daha koklayacaksın
Diktiğin çiçekleri
Kaç kez daha?
Güneş hep battığı gibi doğacak da
Sen kaç kez daha uyanacaksın sabaha?