Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ferruh Dinçkal

Ferruh DinçkalYorumsuz 12 Eylül Belgeleri yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
6
Okunma
0
Beğeni
610
Görüntülenme

Ferruh Dinçkal Gönderileri

Ferruh Dinçkal kitaplarını, Ferruh Dinçkal sözleri ve alıntılarını, Ferruh Dinçkal yazarlarını, Ferruh Dinçkal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ahah ! denklemİNİ kurmuş paşa
Biraz zamanınızı alacağım ama, işçi ve işveren münasebetlerinin tarihine kadar gideceğim, onun için iyi dinleyin. Hepiniz bilirsiniz ki, üretimin iki ana unsuru vardır. Biri emek, diğeri sermayedir. Bu iki ana unsur, iki tip insanın şahsında tecelli eder. Biri işçidir, yahut diğer bir tabirle çalışandır, diğeri sermaye sahibi, yani işveren veya diğer bir tabirle çalıştırandır. İşçi, ekonomik bakımdan işveren karşısında güçsüzdür. İşveren ise ekonomik bakımdan güçlüdür. En azından işçiye karşı güçlü durumdadır. Fakat bu iki insanın, ikisi de birbirine muhtaçtır. Çünkü yalnız emekle üretim olmaz, muhakkak sermaye de lazımdır. Bunun gibi yalnız sermaye ile üretim olmaz, muhakkak emek de lazımdır.
Hı ?
"Grevler, gerçek maksatlarından saptırılarak, "ideolojik mücadele" silah ve vasıtası haline getirilmiştir. Bir sendika rekabeti başlatılmıştır. Kim daha fazla koparacak yarışına girişilmiştir." "Dünyanın hiçbir yerinde çalışmıyoruz diye sevinç ifade eden davullu - zurnalı grev yapılmaz."
Reklam
ahah pahalılıkla mücadele derneği hariç kimse pahalılıkla mücadele edemez
Ayrıca, dernekler, vakıflar, sendikalar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemeyeceklerdir. Pahalılıkla mücadele derneği kurulmuşsa ve eğer herhangi bir şey pahalılanmış, hayat pahalılanmışsa bununla ilgili gösteri ve yürüyüşü o dernek yapabilir. Başka dernek bu toplantıyı yapamaz. İşte bunun manası budur.
Evren'in Kayseri Konuşması
İçinde bulunduğumuz Ortadoğu nun hali de hepinizce malum. Yarının daha iyi olacağından endişeliyiz. Bölgede bazı güçlerin atacakları yanlış bir adım, bütün bölgeyi kan ve ateş deryasına dönüştürebilir. Böyle bir durumda biz, içerdeki pisletilen tencereyle mi uğraşacağız?
Zira, 1961 Anayasası'nda bu kısıtlamaların hiçbirisi yoktu. Hatta şu kayıt vardı: "idare, seçilmiş organları bir yargı mercii kararına dayanmaksızın geçici veya sürekli olarak gö‍görevden uzaklaştıramaz". Böyle bir kayıt vardı. Başka hiçbir kayıt yoktu.
Ayrıca, bu meslek kuruluşları devletin idari ve mali denetimine tabi olacaktır. Bugüne kadar bunlar hiçbir denetime tabi olmazlardı. Eğer bu kuruluşlar, amaçları dışında faaliyet gösterirlerse, sorumluların görevlerine mahkeme kararıyla son verilebilecektir.
Reklam
Çünkü, bizde yerleşmiş bir gelenek var. Muhalefet demek, iktidarın her yaptığına muhakkak hayır diyecek, onun karşısına dikilecek bir parti demektir. O, kanunun veya kanun değişikliğinin millet yararına olduğuna inansa da muhalefet edecektir.
Şimdi hazırlanan bu Anayasa ile olağanüstü hal kabul edilmiş ve ikiye ayrılmıştır. Birisi, tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebine dayanıyor, diğeri ise şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebebine dayanıyor. Her iki halde de Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanacak olan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birkaç bölgesinde veya bütününde olağanüstü hal ilan edebilecek, fakat, hemen bu kararı Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunacaktır. Meclis isterse olağanüstü hal süresini değiştirebilir, kaldırabilir ve her defasında, dört ayı geçmemek üzere, Bakanlar Kurulunun istemiyle uzatabilir. Bakanlar Kurulu, olağanüstü hal süresince kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Ancak, bu kararnameler yine aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi ne sunulur. Meclis isterse, bu kararnameyi değiştirebilir, kaldırabilir.
daha fazla özgürlük mü bekliyorlardı acaba? hiç işte !
Yalnız, birkaç yerde, "Acaba 1961 Anayasasının aynını veya ondan daha fazla özgürlükleri ve özerklikleri ihtiva eden bir Anayasa mı bekliyorlardı?" diye konuştum.
Evren'in Kayseri Konuşması
1961 Anayasamızda Olağanüstü Hal Durumu kabul edilmişti. Bu, 1961 Anayasamızda da vardı. Ancak, bu olağanüstü hal, sel baskını, zelzele ve yangın gibi tabii afetlere inhisar ettirilebiliyordu. 1961 'den beri bir türlü buna ait kanun çıkarılamadığından, o hallerde dahi, olağanüstü durum ilan edilemiyordu.
175 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.