Kanaatımizce türlerin birbirinden dönüşmesi ve tek hücreli canlının bütün canlıların atası olması anlamında evrim, bilimsel bir gerçeklik değil ideolojik ve felsefi bir kabuldür. Teist evrimcilere göre ise evrim bilimsel bir gerçekliktir ve bu yüzden onu kabullenmek gayet akıllıca bir tutumdur. Lakin ilginç olan şey, bir gün bilim adamlarının evrim düşüncesinden vaz geçme ihtimalinin mevcudiyetidir. Buna, teorinin bir gün ispatlanabileceği ihtimali hatırlatılarak cevap verilebilir. Kanaatimizce evrim düşüncesi ideolojik bir kavrayıştır ve akla yatkın da değildir. Çünkü aklın prensiplerinden birisi olan nedensellik prensibi gereğince tek bir hücrenin farklılaştığını gördüğümüzde bunun bir sebebi olduğunu biliriz. Evrim teorisi bunun soyut, akıllı ve bilinçli sebepleri olmadığını bunun bilinçsiz bir rastlantının ürünü olduğunu söyler. Yani bu teori suret, fail ve gaye nedeni görmezlikten gelir. Ayrıca ilâhi kitaplarda örneğin Kur'ânda yer alan birçok ifadenin evrimci söyleve aykırı olduğunu söylemek gerekir. Bu yüzden teist evrimciler ilâhi kitaplardaki bu verileri tevil yoluna gitmektedir.
Dolayısıyla iki türlü insan vardır birincisi görünüşte suretin insan olandır ki bunlar hayvanlardan farksızdırlar. İkincisi ise yaratılış mana ve gayesine uygun insanlardır ki bunlar insanlık özüne sahiptir.
İbni Sina' ya göre ; metafizik en soylu ilimdir ve akli felsefeyi ilimlerin en yücesidir bunun için de fizik ve aritmetik geometri astronomi gibi matematik ilimlerinden sonra öğrenilmesi gerekir.
Titus Burckhardt, İslâm Tasavvuf Doktrinine Giriş adlı eserinde modern Batı'nın düşünsel hastalıklarını insanın fıtratında mevcut bir imkânın gelişmesine bağlar. Şöyle ki, düşünce kendi haline bırakılınca yapay, gayrı insani, niceliksel ve kendi içerisinde hapsolmuş şekilde soyutlamalar yapmaya başlar. Bu durumda insan varlığı ve varoluşu parçalar; kendisini doğaya yabancı ve hasım kılar. İlâhi akıldan yüz çevirdiği oranda evrendeki çoklu birliği kavrayamaz. Şu hâlde yaın analiz ve sentez seviyesinde yani rasyonel seviyede varlık ile bilmek birbirini tahrip eder ki bu da her türlü bölünme ve anlaşmazlığın sebebidir. Evrim teorisi gibi modernler teorilerin çoğu bu rasyonaliteden doğar.”
Evrim teorisi madde ve suret gibi metafizik öğretilere sırtını döndüğü için büyük bir çıkmazın içerisindedir. Guenon'a göre madde, madde olması itibariyle yok edilemez, değişmez gizil bir güçtür. Madde insanın yetersizliği dolayısıyla değil mâhiyeti gereği anlaşılabilecek bir şey değildir. Eşya maddesiyle değil sureti vasıtasıyla bilinir.“ Bir bütünü parçalarından sadece birine indirgeyerek açıklamak aslında gerçek bir izah biçimi olmadığından hiçbir modern teori madde-suret öğretisinin yerini alamaz.”
Rastlantı ve tesadüfün bütünü oluşturması imkânsız ol. duğu gibi bütünün içerisinde öyle parçalar vardır ki bunlara rastlantının hükmetmesi daha da imkânsızdır. Bunların başında göz gelir. Bergson'a göre gözün evrimi mümkün değil. dir çünkü göz görürken ancak arazi değişimler yaşar. Bu ise niteliksel değişime sebep olmaz. Tesadüfler büyük ve önemli değişimlerin niteliksel ve ontolojik nedeni olarak gösterilemez. Çünkü niteliksel değişim görmeyen gözün görmesi ya da görme prensiplerinin değişimidir ki bunun zamanla biriken küçük değişimlerle oluşması imkânsızdır. Ayrıca gözdeki değişimler ile “bağlı olduğu merkezdeki değişimlerin” eş güdümlü olarak gerçekleşmesi tesadüfün imkânsızlık kat sayısını artırır.”
Hâsılı, doğanın bilinçsizliği ve evrimin gayesiz oluşu hakkında söylenenler gerçekten şaşırtıcıdır. Çünkü doğanın seçiminden bahsediyorsak ve bunun bireyin hayatta kalmasını sağladığını söylüyorsak aklen burada birçok bilinçli seçim var demektir. Öte taraftan doğa yasaları nedenselliğe dayanması yönünden zorunluluğu içerirken fertlerin taşıdığı potansiyel, durum, hal, tavır ve koşullar yönünden ise olasılığı içerir. Öyleyse doğanın yatay yönde aktif dikey yönde pasif olduğu söylenebilir. Mevcutlar dikey yönde yani var kılma ve neden olma yönünden birbirlerinden derece farkıyla ayırt olunurlar. Yatay yönde ise mâhiyet dediğimiz özler oluşturur. Acaba hayvanlar arasındaki farklılık mâhiyet farkı mıdıf yoksa derece farkı mı?