Funda'nın kızı gelip gitmeye başlamıştı bir ara. Kitaplarımdan veriyor, okuması için heveslendiriyor, memleket dertlerini anlatıp hayatı öğretmeye çalışıyordum. Kanaviçe işleyip tülbent oyalayan, bir an evvel bir kocaya varmaya çalışan kız ne yapacaksa bunlarla.
Aniden işten çıkarılan kocası , bir sabah Almanya'ya işçi olarak gidiyor. Dönüp gelecek. Ne zaman bilmiyor, bekliyor. Hep taralı saçları, dalgalı , uzun. Bekleyen saçlar uzuyor . Mevsimler. Can sıkıntısı. Bekleyen her şey uzuyor. Uzuyor.
Rüzgâr havalandıkça deterjanla karışık anne kokusunu duyardı. Uyuyakaldığında yüzüne ince bir şal kapatılır, bu kez deterjan kokusu silinir, yalnız anne kokusu kalırdı.
Kızıl saçları bir ateşin başındaki ayini başlatıyor. Kesilen, boyanan, fönlenen saçlar yeni bir kadın ortaya çıkarıyor. Hep yeni bir kadın için değil mi? Yeni bir kadın... Yeni... Kadın...