Saf bir şekilde, ölmenin kolay olduğuna inanırdım, hatta bayağı kolay olduğuna. Gel gör ki hayat hiçbir şeyi esirgemiyor bizden; doğarken de acı çekiyoruz, ölürken de. Mutlu son diye bir şey yok.
-Büyüyü bozmanın bir yolu var mı öğrenmeyi çok isterim doğrusu.
+Bir büyüden özgürleşmenin yolu her zaman bulunur. Fakat bazen, bunu yapabilmek için insanın kendinden bir şeyler vermesi gerekir.
"Beni gelecek arayabilseydi, boşluğa çizilmiş bir resim, bir sürü hayat hikayesinden daha öğretici olduğunu söylerdi. "
"Anita, hayat sadece dikenlerden meydana gelmez. Mutlu olacağın zamanlar da gelecek, göreceksin."
Anita otuz üç yaşında olan bir kadındır. Anne ve babasından ayrı yaşamaktadır. Anita'nın işi ve yıllardır süren ilişkisi artık onu mutlu etmemeye başlar. Annesi hastadır ve bu yüzden ailesinin yanına, Obro'ya gider. Gitmeden önce annesine bir mektup yazmıştır. Artık ailesinin yanına gitmek için sık sık yolculuk yapar. Bu yolculuklarından birinde bir adam ile karşılaşır.
Kitabın işlediği konuyu ve yazımını her ne kadar biraz basit bulsam da çabucak okuduğum bir kitap oldu. Akıcı ve kendini sıkmadan okutan bir kitaptı. Kitaba başlamadan önce kitabın tamamen mektuplardan oluştuğunu düşünüyorum ama yanılmışım. Çok fazla olmasada içerisinde birkaç mektup vardı. Ama ben kitabın ismiyle, kitabı pek bağdaştıramadım . İçerisinde alıntı olarak paylaşabileceğim bir çok yer vardı ve içerisindeki mektup kısımlarını çok sevdim. Ama konusu dediğim gibi biraz basitti. Elinize aldığınız anda bitirebileceğiz bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bende öyle oldu. Çok sevdiğimi söyleyemem ama sevmedim de diyemem. Yani sizi sıkmadan bir oturuşta okuyacağınız bir kitap arıyorsanız size tavsiye edeceğim bir kitap olur Kırmızı Mektuplar.
Baskahraman Anita, annesi ve babasından ayrı yerde yaşayan 33 yaşında, 13 yıllık sevgilisi ve ona cok para kazandırmayan ortalama düzey bir işi vardır. Hayattan cok da zevk almasa da ileriye dönük planları vardır evlenip çocuk sahibi olmak gibi. Bunu özellikle kanserle mücadele eden annesi icin de istemektedir. Çünkü annesi ne kadar omru kaldığını bilmediği bu hayatta artik torun da sevmek istemektedir. Anita, hasta olan annesini kendi sorunlarıyla daha fazla üzmemek adına ona "her şeyin yolunda olduğunu" anlattığı ama aslında oyle olmayan mektuplar da yazmayı ihmal etmez. Anita'nin belli bi düzende seyreden yaşamı ise hayatına 'tesadufen' giren Arun ile değişir ve pek cok şeyi sorguladığı yeni bi dönem baslar onun icin. Kahramanların geçmişte neler yaşadığını da anlatıyor yazar, bunu yaparken de okuyucu sıkmadan yalın ve akici bir anlatım tarzını benimsemiş. #Kitap sadece mektuplardan oluşmuyor Anita'nin hikayesinde birkaç mektuba yer veriliyor.
.
.