Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Franz Bardon

Franz BardonHermesçi Bilimlere Giriş yazarı
Yazar
8.2/10
6 Kişi
29
Okunma
9
Beğeni
1.557
Görüntülenme

Hakkında

Franz Bardon’un fiziksel bedeni 1 Aralık 1909 yılında Çekoslovakya, Troppau/Opava kentinde dünyaya gelmiştir. Franz Bardon on iki kardeş arasında ilk ve tek erkek evlattır. Kardeşlerinden sadece dördü yetişkinliğe kadar yaşamıştır. Franz Bardon’un babasının ismi Viktor Bardon’dur. Viktor bir tekstil fabrikasında çalışmış ve boş vakitlerinde Hıristiyan Mistisizmi ve Hermesçiliği araştırmıştır. Viktor Cenabı Hakk’a dua ederek ölmeden önce kendi gurusuyla karşılaşmak için çok dua etmiştir. Viktor Bardon’un duaları ilk oğlunun doğmasından on dört yıl sonra, Franz Bardon dikiş makinesi mekaniği çıraklığını tamamladığında yanıtlanmıştır. Tam bu zamanda Bardon’un öğretmenleri onun karakterinde, hatta el yazısında bir değişimi fark etmiştir. Viktor bu değişikliği fark eden ilk kişi olmuştur ve bunu gurusunun oğlunun fiziksel bedeninde gelmesi olarak kabul etmiştir. Bu kusursuz ruhun gelişinden kısa bir süre sonra Viktor durugörü yeteneğini kazınmıştır; ne var ki, daha öte eğitim almadığı için kutsal bir inisiye dönüşememiştir. 14 yaşındaki buluğ bedene giren Franz Bardon’un ruhu bu vücudun sahip olduğu bütün karmik borcu yüklenmek zorunda kalmıştır. Sadece olağan ilaçların izin verdiği ölçüde bu karmanın etkilerini dengeleme izni alabilmiştir. İlahi karma yasasına uyma yükümlülüğünden dolayı şartları iyileştirmek için kendi tedavilerini ve majikal yeteneklerini kullanmasına izin verilmemiştir. Yalnızca bir kere yüksek tansiyonu iyileştirmek için majikal bir ilaç kullanmış ve o andan itibaren düşük tansiyondan mustarip olmuştur. Troyit rahatsızlının getirdiği enerji azlığına karşı sigara ve kahve kullanmıştır. Onun döneminde, her zaman enerjiyle parladığı, fiziksel yaşamanın sonuna kadar hep neşeli bir ruh halinde olduğu için hiç kimse bu tür bir rahatsızlığı olduğunu anlayamamıştır. Franz Bardon kendi bölgesinde mahalli bir bilge olarak tanınmış ve sık sık boğulmuş kurbanlara yardım etmiştir. Ayrıca savaşta ailelerini kaybedenlere bilgiler vermiştir. Karısı Marie Bardon’la, görüştüğü iki beyefendiden hangisiyle evleneceğini sormak için kendisine geldiğinde tanışmıştır. Bardon evleneceği kişinin kendisi olduğunu söylediğinde Marie çok şaşırmış olmalı. Gerçekten de evlenmişler ve 1937 Şubatında Franz Bardon’un ilk oğlu doğmuştur. Oğlu deforme bir ayakla doğmuş, ne var ki Bardon ilaçlar ve masaj kullanarak onun ayağını düzeltebilmiştir. Franz Bardon’un kızı Marie de ciddi bir cilt rahatsızlığı geçirmiş, Bardon ailesine ne tür ilaçlar kullanacağını anlatarak bu hastalığı da iyileştirmiştir. Bardon, otuzlu yaşlardayken, öğrencilerinden biri yazışmalarını yakamadığı için tutuklanmıştır. Bu mektuplar Adolf Hitler’in dikkatini çekmiş ve Franz Bardon ile öğrencisiu tutuklanmıştır. Hapisteyken işkence altında öğrencisi öz kontrolünü yitirmiş ve ağzından kabalistik bir formülü kaçırmış, bu formül işkencecileri felç haline sokmuştur. Daha sonra etkiyi ortadan kaldığında intikam için öldürülmüştür. Adolf Hitler, majikal yeteneklerini savaşı kazanmasına yardım etmek için kullanma şartıyla Franz Bardon’a devlet içinde yüksek bir rütbe teklif etmiştir. Franz Bardon bu teklifi reddettiği zaman olmadık işkencelere maruz kalmıştır. Birçok işkence arasında uyuşturulmadan ameliyata alınmak, ağır demir güllelerin takıldığı prangalarla dolaşmak gibi şeyler de vardır. Bu işkenceye üç buçuk yıl katlanmak zorunda kalmıştır. 1945 yılında Bardon ölümle cezalandırılmıştır, fakat infaz gerçekleştirilmeden önce tutulduğu hapishane bir hava saldırısında tahrip olunca mahkum arkadaşlarının yardımıyla kaçırılarak polisten saklanmış ve bir şekilde kasabasına geri dönmüştür. Savaşın sonunda Franz Bardon Frabato, Franz (FRA), Bardon (BA), Troppau, Opava (TO), sahne ismiyle doğaüstü hakkında halka açık dersler verip gösteriler yapmıştır. Gösterilerin il kısmında telkinin ve öz telkinin temel bilgilerini açıklıyor, daha sonra bunları fiziki deneylerle kanıtlıyordu. Şovun ikinci kısmı daha ilginç geçiyordu. Aradan sonra Bardon konuyu hayvan manyetizmasına getiriyordu. Bu bölümde dünyadaki her şeyin elektrik ve manyetik güçlerle kontrol edildiğini ve ruhun ve nefsin bilinçli eğitimiyle, insanların hayat kuvvetlerini artırarak olağanüstü şeyler yapabileceklerini anlatıyordu. Daha sonra da bu tür bir eğitimle elde edilebilecek yetenekleri kanıtlamak için çeşitli deneyler gerçekleştiriyordu. İlk deney psikometriyle ilgiliydi. Seyircilerden üç kişinin sahneye çıkmasını ve ona kişisel bir eşyalarını vermelerini istiyordu. Bu eşyalara dokunarak, tahmin edilmesi imkansız kişisel bilgiler veriyordu. Bu deneyden sonra gönüllüleri geçici olarak odadan çıkarıyor ve seyirciler üzerinde belli duygusal etkiler üretmek için bu eşyaları iradesiyle yüklüyordu. Gönüllüler odaya tekrar gelip kişisel eşyalarına dokunduklarında Franz Bardon’un eşyalara yüklemiş olduğu şarj etkisini gösteriyordu. Bu gösterilerden birinde kendi eşyasını eline alan kadın gülme krizine yakalanmış, başka bir kadın eşyayı sahnenin öteki ucuna fırlatmış ve son katılımcı da eşyayı tutar tutmaz gözyaşlarına boğulmuştu. Franz Bardon bu sahne gösterilerle Almanya’da ünlü olmuştur. Franz Bardon ayrıca çok meşhur bir grafolog (elyazısı analizcisi) naturopathtı. Münich’teki Naturapathic College’de mezun olmuş ve Obloukova kentinde bir muayene açmıştı. Son tutuklanmasına kadar burada tıp hizmeti vermeye devam etti. Bölgesinde tanınmış bir hekimdi, birçok hastayı iyileştirdi. Ayrıca kanseri ikinci aşamasına kadar tedavi etmekte başarılıydı. Vaktinin büyük çoğunu bitkiler toplamak, esanslar, iksirler yapmakla geçirdi. Oğlu Lumir arı besliyordu ve tedavide kullandığı balı sağlıyordu. Şarlatanlık suçlamasıyla 1949 yılında tekrar tutuklandı ve herhangi bir delil olmadan ağır çalışmaya mahkum edildi. Konsantrasyon kampından çıkıp eve döndükten sonra kısa bir süreliğine hastane yöneticisi olarak çalıştı. Hastanenin yakınında olan evinde ilaç ve formüller yapmaya devam etti. Franz Bardon Tanrı’nın talebi üzerine hermesçilikle ilgili üç kitabını yazdı. Birinci kitap Hermesçi Bilimlere Giriş ismini aldı ve 1956 yılında yayınlandı. Bu kitabı The Practice of Majikal Evocation isimli başka bir kitap onu da son kitabı The Key To The True Kabbalah izledi. İlk kitabı takip eden iki kitabın ancak, ilk kitaptaki bütün alıştırmalarda ustalaştıktan sonra uygulamalı olarak takip edilebileceği herkes tarafından bilinmektedir. Franz Bardon’un dünyadan göçünün ardından Frabato The Magician adlı kitap yayınlandı. Bu kitap roman biçimine gizlenmiş bir otobiyografiydi. Franz Bardon’un fiziksel ölümünün ardından Franz Bardon’un Hatıraları adlı kitap oğlu Dr. Lumir Bardon ile öğrencisi Dr. M. K tarafından yayınlandı. Ayrıca bir de Franz Bardon Sorular ve Cevaplar adlı bir kitap öğrencisi Dieter Ruggeberg tarafından yayınlandı. Bu kitap Hermesçi bilimler kitabından önce 1950’li yıllarda Prague’daki bir grup öğrencinin notlarından derlenmiştir. 26 Mart 1958 tarihinde Franz Bardon üçüncü defa tutuklandı, bu sefer yasadışı olarak ilaç üretmekle suçlandı, ne var ki dosyası mahkemeye gelmeden önce fiziksel bedeni pankreas iltihaplanması nedeniyle öldü. 10 Temmuz 1958 yılında ruhu Brno’daki hapishane hastanesinde bedeninden ayrıldı. Franz Bardon’un fiziksel ölümü hala gizemini korumaktadır. Çünkü karısından çok sevdiği bir tür pastırma getirmesini özel olarak rica etmiştir. Tıbbi bilgisi dolayısıyla pankreas iltihabında pastırma yemenin intihar anlamına geldiğini biliyor olması gerekiyor. Franz Bardon’un fiziksel göçü bazı kişilere göre bir muamma olsa da, onun olağanüstü şartlardan uzaklaşmak için bunu yaptığını söyleyebiliriz. Sadece birkaç kişisel eşyası ailesine geri verilmiş, Franz Bardon’un kitapları ve kişisel eşyalarının büyük çoğunluğuna el konulmuş ve geri verilmemiştir. Polis ailesine bu eşyaları yok ettiğini söylemiştir.
Unvan:
Yazar
Doğum:
Opava, 1 Aralık 1909
Ölüm:
Brno, 10 Temmuz 1958

Okurlar

9 okur beğendi.
29 okur okudu.
9 okur okuyor.
40 okur okuyacak.
4 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Bırakalım da herkes kendi inandığına sarılsın, mutlu ve memnun olsun. Herkes bu doğruyu kabul etseydi, bu dünyada ne dini nefret ne de kamplaşma olurdu. Münakaşaya gerek kalmaz ve bütün dinler yan yana var olabilirdi.”
Sayfa 42
“Güzellik içinde yaşamak istiyorsak evimizi güzel kılmamız, yani bedenimizi uyumla doldurmamız gerekir.”
Sayfa 22
Reklam
...erk ve tutkudan ateş ilkesini; hafıza, ayrım ve yargı yeteneğinden hava ilkesini; vicdan ve sezgiden su ilkesini; bencillikten, kendini koruma ve üreme gücünden toprak ilkesini sorumlu görebiliriz.
Hiçbir gerçek usta kendi hakikatini ona hazır olmayan birine zorla kabul ettirmeye çalışmaz. Karşıdaki insan bir doğruyu kendi bakış açısından değerlendirmekten başka bir şey yapamaz. Dolayısıyla meslekten olmayan insanlarla yüksek türden hakikatleri tartışmak faydasızdır...
Vücuttaki ateş elementi fazla çalıştığı zaman susarız, hava bizi açıktırır, su elementi üşüme duygusuna, toprak ise yorgunluğa sebep olur.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok