Avusturya tiyatrosunun en önemli trajedi yazarlarındandır.
Hukuk eğitimi gören ve uzun yıllar devlet hizmetinde bulunan sanatçı, genç yaşta oyunlar yazmaya başladı. İlk oyununu 1817 yılında tamamlayan Grillparzer'in bazı oyunları sansür nedeniyle sahneye konulamadı. 1840'larda oyun yazmaktan vazgeçti; 1861'de Soylular Meclisi'ne seçildi. Doğduğu şehir olan Viyana'da öldü.
Alman romantik ve klasik üsluplarıyla gerçekliği bağdaştıran, onlara Viyana beğenisini ekleyen bir yazar olarak tanınmaktadır.
Oldukça yalın bir dille yazılmış duygusal ve hoş bir kitaptı. Yoksul bir çalgıcının hayat hikayesini kendi ağzından anlatıyor kitap. Çevrenin insanın gelişimine ve hayatına ne denli büyük etki ettiğini görüyoruz. Yoksul çalgıcımız Jakob baştan beri ailesinden doğru ilgiyi görse belki de bir aristokrat olarak mutlu bir şekilde yaşamını sürdürecekken, ailesinin onu ikinci plana atması yüzünden insanların onu kullandığı ve sonrasında da yalnızlığa terk ettiği bir hayat sürmek zorunda kaldı maalesef. Her şeye rağmen müziğe olan tutkusunu yitirmemesini de elinde kalan tek şeyi kaybetmeme isteğine veriyorum. Müzik hem eski hayatını hem de geride bırakmak zorunda kaldığı aşkı temsil ediyordu. Haliyle buna sıkı sıkı sarılması da son derece normaldi.
Yoksul ÇalgıcıFranz Grillparzer · Cumhuriyet Yayınları · 2000294 okunma
Uzun öykü olması sebebiyle uzunluğunu ve derinliğini yeterliği bulduğum bir eserdir. Uzun öykü sevenlerin okuması gerektiğini ve pişman olmayacağını değerlendiriyorum.
Belirtmek istediğim ve kitabı okuyacaklar için önemli gördüğüm bir nokta; Yazar toplumdışı bir karakter olan Jacob’un hüzünlü hayat hikayesini anlatmaktadır. Ancak yazarın hayatında iz bırakmış birçok olayın yansımalarını kitapta bulacaksınız.
Kitap bittikten sonra Önsöz’ü bir kez daha okumanızı tavsiye ederim. Esere bir başka gözle bakmasınızı ve güzel bir haz hissetmenizi sağlayacaktır. Veysel Atayman çok beğenilesi bir önsöz yazmış ve kitap ile ilgili bütün incelemeyi çok güzel bir şekilde özetlemiş.
Herkese merhaba arkadaşlar. Bu sefer sizlere daha farklı bir kitapdan bahsetmek istiyorum. Çok severek okuduğum bir kitap bu. Jacop adında karakterimiz var. Diğer çalgıcılardan farklı, eski bir kemanla önünde notalar olsa da notalara bakmadan rastgele çalan Jacop’un ilginç hayatı vardır. Jagop müzik sanatının notalara bakarak ezbere değil, içten, hissederek çalınması gerektiğini savunan bir adam. Kendi dünyasında hissederek çaldığı keman diğer insanlara kötü geldiği içinde para kazanamaz. Kısacası diğer insanlar tarafından dışlanmış dünyanın şartları yüzünden ciddi fakat mütevazi, ahlaklı bir insan olan Jacop’un hayatını anlatıyor. Franz Grillparzer Yoksul Çalgıcı'da 19. yüzyılın vazgeçilmez edebiyat tipi "toplum dışı insanı" karşımıza çıkartıyor. Okunmaya değer bir kitap. Bildiklerinizden farklı bir hayat anlatıyor. Bir gün okumanız dileğiyle.. Tavsiye ediyorum.