Yazardan okuduğum ikinci eseri .Kitabın ilk bölümü çok üzüntülü ve kırgın başladı ,hep acı bir şekilde ilerleyecek zannettim açıkçası ama hikaye evrildi ve günümüze geldi .Yazım dilini ve karakterleri çok sevdim .Esra karaketeri özellikle favorim oldu ,güçlü ,ne istediğini bilen ve en sonunda elde eden karakterler okumak güzel .Mahalle kültürü yine çok güzel işlenmişti,okuyucuyu yormayan diyaloglar ile nasıl bitti anlamadım .Sakın ,huzurlu ve birazda kendinizden birşey bulmak istiyorsanız mutlaka okuyun
Konusuna gelirsek arka kapak tam konuyu özetliyor ;
Hakan Karaduman, iç içe yaşayan bir ailenin, birbirlerinden kopuk bireylerinin arasından sıyrılıp kendine bir hayat kurmak için yola çıkar. Henüz küçüktür ve yanında ondan daha da küçük olan bir kardeşi vardır. Evden çıktıktan sonra Hızır Ali ile tanışır ve hayatı tamamen değişir.
Ebru Akkılıç, Hakan’ı ilk gördüğü andan itibaren unutmak için hiçbir girişimde bulunmamış, bilakis Hakan’ın peşinden gittiği yere gitmiş yine de onu aşka ikna edememişti.
Ebru ile Hakan, zıt kutupların en uç köşeleriydi. Aşkta bu kutupların zıt olması bir şeyi değiştirir miydi?
Ebru, Aydos mahallesinin sıcacık insanlarını tanımaya başlayıp, onlarla beraber yaşamanın nasıl da eğlenceli olduğunu, hayatın tadına vardığını hissederken, Hakan, birisi tarafından delice sevilmenin, hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığının ve kalbin asla söz dinlemediğinin farkına varacaktı.