Bütün bu değişen atmosferde Herne değişmemişti. Çoğu idealist gibi, tam bir bilinmezlik içinde kalmaktan hoşnut olan biriydi; fakat ününün ne büyüklükte olduğunu ölçemiyordu ya da nerelere vardığının farkında değildi. Parkın sonuna yaptığı yürüyüşle dünyanın sonuna yaptığı yürüyüş arasında bir fark yoktu. Dünyaya ölçülerle bakmıyordu. Tüm yandaşlarını maskeli balo kıyafetlerini giymeye zorlamış ve ölene kadar bu oyunu devam ettirmeye mecbur bırakmıştı. Üzerilerine Robin Hood yayı ve domuz avlama mızrağı alarak grubun gerisinde değil, en ön safında yer alıyordu. Münzevi halinden lider konuma geçmesi heyecan verici bir zafer gibi gelmişti. Fakat o evdeki grubun liderliğinden ingiltere'nin liderliğine geçmesi onun için bir şey ifade etmiyordu. Aslına bakarsanız, o evdeki grup içinde, güneşin doğuşundan batışına kadar olan değişimler gibi, bütün değişimleri izleme alışkanlığı edinmiş bir yüz vardı.
Dinamit, bizim yalnız en iyi silahımız değil, aynı zamanda en iyi simgemizdir de. Dinamit saçılıp yayılır; saçılıp yayıldığı için yakıp yıkar. Düşünce de öyle, yayıldığı için yakıp yıkar. İnsan beyni bir bombadır. Dünyayı toz toprak edecekse eğer, patlamalı insanın beyni!
Bir Sanatçı bütün Hükümetleri hiçe sayar, bütün anlaşmaları ortadan kaldırır. Şairse yalnız düzensizlikten hoşlanır. Bu böyle değilse eğer, Dünya'nın en şiirsel şeyi Londra'nın yeraltı treni olurdu.
Bu köylülere saygı duyuyorum, onlarla ilgili görüşlerinize saygı duyuyorum; ama öykülerine gelince iş değişiyor. Sanıyorum onlar için her şeyi yapabilirim, ama öykülerine inanamam. Sonuçta hakikatle hayali bir arada barındırıyor onlar - öğretici konularda hayalle gerçeği ayırıyorlar; herhangi bir konuda onların sözüne güvenmek ne sonuç doğurur, düşündünüz mü acaba? Sıtmadan ölenlerin yarısının hayaleti şu anda dolaşıyor olabilir; bu insanlar nazik olmakla birlikte, bence hala cadıları yakıyorlardır.