Fakat felsefenin en mu'dil meselesi, yani ''akl-ı beşer ilm-i yakîne müsâ'id midir, yakini iddiaya hakkımız ve iktisaba kudretimiz var mıdır?'' suâli vaz' ve îrad edilmiş bulunur. İşte her felsefe bu sualin bizzat veya bi'l-vâsıta bir cevabıdır.
Terakki, mâzideki kıymetlerden istiğnâ değil, onları ta'dîlât ve keşfiyyât-ı cedîde ile daha mütekâmil kıymetlere iblâğ etmektir, tabîrî âharla servet-i eslâfa servet-i ahlâfı zammeylemektir. (Elmalılı'nın mukaddimesinden)
Ruh yıldızlarla dolu bir gökyüzü gibidir; insan hiç farkında olmasa da önceleri bu yıldızlar kendiliğinden parlar ama sonra teker teker sönerler ve geriye yalnızca parlaklığını yitirmiş masmavi gecenin dinginliği kalır.