Büyük beklenti içinde başlayıp da hayal kırıklığına uğradığım bir kitap oldu. Belki de beklentiyi yüksek tuttuğum için çok beğenmemişimdir bilemiyorum. Kitapta savaşın zorlukları küçük bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Aslında bu tür kitapları severim ama duyguyu tam olarak alamadığım için zor sonunu getirdim. Yine de okumak isteyenler şans verebilir
Kitabı 11 saatte bitirmişim. Hediye olarak gelmişti, yoksa adını duyduğum listemde, aklımda olan bir kitap değildi. Yine de okuduğum için gayet memnunum. Takılmadan su gibi alıp gitti. Çocuğun gözünden anlatılıyor hikaye ama öyleymiş gibi hissettirmesi bana daha samimi ve etkileyici geldi. Sakin bir şekilde şimdi ne olacak diye merakla gidiyor.
Almanlar ile Ruslar ( kurt ve ayılar) arasına sıkışmış Polonya hikayesi.Bir kız çocuğunun babası götürüldükten sonra vahşi doğada yaşam konusu. Bu konuda en büyük yardımcısı ile konu da sonradan profesör olduğunu öğrendiğim kırlangıç adam.Konu içerisinde müziği seven alkolü seven ama domuz eti yemeyen klarnetçi Reb Hirschl’ de var.Bu da ikili ekibe sonradan katılıyor. Kırlangıç Adam’la sürekli zıtlar.Zıt olmalarına rağmen ortak yönleri savaş ortasında hayatta kalmak ve küçük bir kız çocuğu olan Anna’nın yaşamda kalmasını sağlamak.Klarnetçinin kendi deri bağcıklarıyla asılarak öldürülmesi trajedik bir durum.Sonrası yıllar yılı Anna ve Kırlangıç Adam yaşamda kalmayı başarıyorlar. Sadece benim gözümde B-12 etkisi olan bir ilacın sürekli Kırlangıç Adam tarafından kullanılması ve bu ilaç bitince Anna’nın eczacı ile yaşadığı durum hayatın bu kadar basit ve anlamsız şeylerden, bir hiçliğe ve bir genç kızda yıllar yılı hasar bırakacağına anlam veremedim. Konusu güzel ve akıcı bir kitap. Keyifli okumalar…