Georg Oğulukyan

Georg Oğulukyan'ın Ruznamesi yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
1
Beğeni
104
Görüntülenme

Hakkında

Okurlar

1 okur beğendi.
1 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
18 Mayıs. Bugün, cumertesi sabahı, Bozdoğan kemeri’nde kendi adamların­ dan birisinin evinde saklanmış olan Sırkâtibi Ahmed Efendi, evin damına çıkarak üç defa el çırpıp komşu evin damına atlarken sokağa düşmüştür. Acemoğlu yol­daşları derhal başını keserek Etmeydanı’na gönderdiler. Yetişen âsî bir kafile de ayaklarına bir ip bağlayarak başsız cesedi rast gelen reâyâlara çekdirerek Şehza- debaşı’na kadar sürüklettiler ve orada bıraktılar. Sırkâtibi’nin el çırpmasının se­bebi şudur: kendi şeyhi bir muska vermiş ve tehlikeye düştüğü vakit bir çaresini bularak yüksek bir yere çıkıp el çarparak yukarıya fırlayınca cinlerin kendisini tutup götüreceklerini söylemiş, bu ahmak da söyleneni aynen yapmış, başına gelecek olan da gelmiştir.
Âsîler, bu işi bitirdikten sonra Bab-ı Humayun’a giderek bayraklarını iki yanda diktiler ve tüfenkleri ellerinde olduğu halde Padişah’m selâmlığa çıkmasını beklemek üzere Sultanahmed Câmii’ne kadar olan sahada dizildiler. Saat 6’da selâmlığa çıkan Padişah Bab-ı Humâyun’a doğru geldiği vakit saray kapısı derhal açıldı ve cehennemi bir gürültü koptu. Kapıdan çıkan Padişah, ömründe görme­ miş olduğu bu korkunç çehreli adamları görünce, korkudan yüzü sap sarı kesildi. Kendisi o kadar nazik ve güzel bir gençti ki kafesten çıkmış bir kumruya ben­ziyordu. Karakullukçular, bayrakları ellerinde, tüfenkleri de sırtlarında olduğu halde Padişahla beraber yürüyüp, «Maşallah, ne güzel bir padişahımız vardır» diye bağırarak onu Ayasofya’ya götürdüler.
Reklam
Reklam