Bizler korkmayız dayaktan, çünkü çok iyi tanımışızdır o meredi, taa küçükten. Hele de büyüklerin dayaklarını, yumruklarını, bastonlarını, tava saplarını, halı döveceklerini.
Seviyordum onu...
Bana verdiği acıları da seviyordum. Ona borçlu olduğum yaraları hiçbir zaman iyileşmiş görmek istemiyordum. Onun için acı çekmek, onun tarafından acı çektirilmek öylesine tatlıydı ki...