Gerçek adı Georgi Nikolayeviç Voloseviç olan Vladimov, öğretmen bir ailenin oğlu olarak 1931’de Ukrayna’nın Krakov kentinde dünyaya geldi. Babası İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlara esir düştü ve bir toplama kampında öldü. Yahudi kökenli annesi Sovyet karşıtı kampanyaları nedeniyle tutuklandı ve Gulag kamplarına sürüldü. Leningrad’a taşınan Vladimov, burada Suvorov Askeri Akademisi’nde okudu. 1953’te Leningrad Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu ancak gazeteci olarak çalışmaya başladı. 1954’te Novıy Mir dergisinde edebiyat eleştirileri yazdı. 1961’de yayımlanan ilk romanı Большая руда (Büyük Maden), tipik bir Sovyet sanayi romanıydı. Yine konusunu Sovyet sanayinden alan Три минуты молчания (Üç Dakikalık Sessizlik) romanı ise Sovyet gerçeğini saptırmakla suçlanarak ağır eleştirilere uğradı. Vladimov, çalışma kamplarının hemen boşaltılmasından sonraki dönemde geçen ve olayları, sahibine tam bir teslimiyet ve sadakatle bağlı gözetim ve izleme için eğitilmiş Kafkas ırkı bir çoban köpeğinin gözünden anlattığı kült romanı Sadık Ruslan’da köpek metaforuyla, Stalin’in baskıcı rejimine körü körüne bağlı resmî görevlilerin sonsuz itaatini, sadakatini ve acımasızlığını yansıtıyordu. Sadık Ruslan yurt dışına çıkarılarak 1975’te Almanya’da yayımlandı, pek çok dile çevrildi. Rusya’da ancak 1995’te okuyucuyla buluştu. 1983 yılında tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Vladimov ülkesini terk edip Almanya’ya yerleşti. Sovyet vatandaşlığından çıkarıldı. Yurt dışında yazdığı Генерал и его армия (General ve Ordusu) adlı romanı 1995’te Rus Booker Ödülü’nü aldı. 2000 yılında tekrar Rus vatandaşı oldu. 2003’te Almanya’da yaşama veda eden Vladimov, Moskova yakınlarındaki Peredelkino Mezarlığı’na defnedildi.
“Yakala Ruslan yakala!”
Sevgi ve görev. Zor kavrmlar gibi görünmüyor aslında. Sevdiğin bir şeyi yaparsan görevin olmaz gibi ya da görevini seversen mutlu olursun gibi çoğu beylik genel geçer tüm kalıpları biliyoruz hepimiz. Bu ikisini birbirine bağlayansa “sadakat” gibi yüce bir duygu ya da erdem. “Sadık” olmak bir meziyet. Görevi sadakat ile
Kelimeleri boğazınıza dizen kitaplar vardır... Öyle bir kitap okudum. Elveda Gülsarı 'dan sonra bir hayvana insani duygular yükleyebildiğim ikinci kitap oldu. Hayvanlara insan demek de kötülük gibi geliyor şu zamanlarda. Kötülüğün kaynağını insan besliyorken. Ruslan bir köpek henüz yavruyken annesinden ayrılıp, bir muhafız köpeği olarak eğitilmiş. Türlü işkencelerle ne kadar eğitim olur orası tartışılır ama köpeğin insana Sadık lığı tartışılmaz.Kitabın arka kapağında amacının cehennemi, onu cennet sanan bir köpeğin gözünden anlatmak olduğunu söylüyor yazar. Acı bir gerçek ne yazık ki.Çok etkilendiğim bir kısımdan bahsetmek istiyorum spoiler olsa da. Kitabın bir kısmında İgnus adlı bir köpekten bahsediliyor, diğer köpeklerden farklı olarak yaşama sevinci olan bir köpek. Kamptan kaçıp çiçeklerin, böceklerin arasına sığınıyor, sonucunda da ölümle cezalandırılıyor ne yazık ki. Eğitmen ise yaşadığı travmadan sonra akıl sağlığını yitirip kendini öldürülen köpek sanıyor. Kitaptaki insanlardan farklı olarak içinde sevgi barındıran tek insan. Ruslan da sevgiye inanan ama sevgisizlikle sınanan bir hayvan. Sonrası mı?Gerçekler... Kitaptan bir alıntı ile sonlandırayım.
"İnsanlara olan yoksul, çarpık sevgisi tamamen ölmüştü, başka bir sevgi bilmiyordu, başka bir hayata da uygun değildi."
"Gerçek hayatta zulüm ve ihanet kokan iki ayaklıların dünyası hakkında yeterince bilgi sahibi olmuştu."
Sadık RuslanGeorgi Vladimov · Jaguar Kitap · 2018195 okunma
“Sınırlarla, çitlerle, yasaklarla kuşatılmış ve bölünmüş zavallı gezegenimiz dondurucu uzay boşluğunda, yıldızların sivri uçlarına doğru döne döne uluyordu- ve üzerinde birinin bir başkasını gözetim altında tutmadığı bir karış yer yoktu.”
.
Annesi çalışma kampına götürülen bir çocuk ne hisseder? Hangi yaraları taşır ruhunda? Hiç etkilenmez ve