Seçimler -tıpkı anketler, pazarlama, sendikal ve siyasi temsil gibi- insanın fikrinin önceden sorulmamış olduğu sorunlarla alakalı evvelden varılmış bir uzlaşmayı, önceden tesis edilmiş bir konsensüsü bir önkoşul olarak varsayar.
Diğer kutupta ürkütücü bir canavarın gelişmesinin potansiyeli olarak biçimsizlik vardır: tehlikeli yeni sınıflar, uymayı reddeden kitleler, mikro-politik güvencesiz canavarlar.
Köylüler, " kendinde bir sınıf" bile değildirler, kendi ortak durumlarının bilincine ulaşamaz ve yerel çatışmaların ötesine geçecek genel stratejiler geliştiremezler.
Deleuze ve Guattari açısından (arzulama) makinesi yalnızca akışın ve kopuşun eşzamanlılığı içinde bulunur. İnsan bedenleri çöker, teknik aygıtlar işlevsiz hale gelir ya da tahta ayakkabıların sabotajı yüzünden aksar, devletler iç savaşlarla parçalanır veya toplu göçlerle boşalır. Anti-Ödipus'un heyecan verici paradigması, insanı, teknik aygıtı ve devleti değil, organik, teknik ve toplumsal makinelerin içinde birleşmiş olduğu asamblajların akışlarını ve kopuşlarını ön plana alır.
“Mitlerden gelen ebedi yaşam beklentisi ve tutkularımızın en eski ve en güçlüsü olan var olma arzusu, Hades’te olanlardan korkmayan kitle için haz ve neşeyi üretiyor ve bütün çocukça korkuların üstesinden geliyor.”
Dünyanın akıl yoksunu olarak göründüğü kişi için, dolayısıyla kendisi de akıl yoksunu olan kişi için, Tanrı vardır. Yahut aklın yokluğu, Tanrının varlığıdır.