Gökhan Evliyaoğlu

Milliyetçiliğimizin Ön Hedefleri author
Author
10.0/10
1 People
5
Reads
0
Likes
437
Views

Gökhan Evliyaoğlu Posts

You can find Gökhan Evliyaoğlu books, Gökhan Evliyaoğlu quotes and quotes, Gökhan Evliyaoğlu authors, Gökhan Evliyaoğlu reviews and reviews on 1000Kitap.
Bkz; 1956 Macar İhtilali
Bazı ülkelerde milliyet­çiler sömürgeci müstevliye karşı silahla mücadele ediyorlar. Bütün dünya onları «milliyetçiler» diye alkışlıyor. Bazı ülkelerde ise milliyetçiler komünist rejimlere ve peyk hükümetlere karşı gizli gizli - ba­zen da Macar ihtilalinde olduğu gibi, taşı, toprağı, dişi, tırnağı ve silahları ile - savaşıyorlar.
Kişi arasına giren, kulak tırmalayan kelime­lerden, hele bunların uydurmaca olanlarından hiç hoşlanmam. Tıpkı iki yazar arasındaki münakaşa­ya izinsiz karışıp cıyaklayan uydurma yazarcıklar gibi...
Reklam
Gökhan Evliyaoğlunu seviyorum :D
Ben «teklif» diyormuşum da «öneri» demiyormuşum. «Vazife» diyormuşum da «ödev» demiyormuşum. «Görev» de diyebilirdi, unutmuş, «netice» diyormuşum da «sonuç» demi­yormuşum. Bu yüzden Osmanlıca kelimeleri Türkçe karşılıklarına tercih ediyormuşum. Onun için de milliyetçi olamazmışım. Bu kelimeleri kullanmak­la da gerici yığınlar karşısında ün kazanmak isti­yormuşum. -Şimdi tenakuza dikkat ediniz- Bunu bilerek de yapmıyormuşum. Hem bilerek yapmıyormuşum, hem de ün kazanmak için yapıyormuşum. Bu nasıl iş? Bu yazar ne demek istediğini, ne yap­tığını biliyor mu aziz okuyucum! Bir de bir yanda «münakaşa» derken beri yanda «tartışma» diyormuşum. Böyle şey olur muymuş. Olur! Elbette olur! Bu hikeyeci yazara öğretelim: Bir kere benim yaptığım şeyi o da yazısında yapmış. Mesela «garip» demiş, «yabansı» diyebilir­di, «tabii» demiş, «doğal» diyebilirdi, «fikir» de­miş, «düşünü» diyebilirdi, «nutuk» demiş, «söylev» diyebilirdi, «düşman» demiş «yağı» diyebilirdi, «silah» demiş «pusat» diyebilirdi. Neden dememiş? Bir rivayete göre bunlar da yerleşmiş Türkçe keli­meler. Bunları da konuşup yazanlar var. Acaba kendisi de mi gerici yığınlar karşısında ün yapmak istiyor? Değilse asıl kendisi ne demek istediğinin farkında değildir. Çünkü kanaatlerine zıt şeyleri, arzu etmediği işi yapıyor. Halbuki ben yaptığım işin doğruluğuna inanıyorum. Bir yazıda hem «mü­nakaşa» hem «tartışma» de.eği seviyorum. Çün­kü bu, dilin, yaşayan Türkçe'nin zenginliği, zengin­leşmesi demektir..
Misalen: Kuvayı Milliye ve Polonya Prometheus'u.
...Daha bir kaç yıl öncesine kadar «mil­liyetçilik adeta modası geçmiş bir «şovenizm» ola­rak mütalaa edilir olmuştu. Milliyetçiliğe düşman sistemlerin bilhassa komünistlerin gayretiyle ve müphem bir beynelmilelcilik cereyanı ile yıpranır gibi olan bu ülkü bir ara o kadar gözden düşürül­mek istendi ki, milliyetçilik adeta ya; 13 - 18 yaş arası gençliğin romantik bir ütopyası yahut toplu­ma zararlı bir taassup telakki ediliyordu. «-Herkes milliyetçidir, ayrıca milliyetçi ol­ırıak ne demek?» gibi bir takım tekerlerneler de dil­lere düşmüştü. Fakat milliyetçiler gerilemediler. Milli ideolo­jileri bayrak edinerek direnmekte devam ettiler. Dünyanın her tarafında milli mücadeleler koptu. Bu mücadelelerde milletten ve hakikatlerden yana olanlara hep «milliyetçiler» denildi. Onlara düş­man olanların «mukavemetçi», «asi», «mürteci» isnadlarına rağmen milliyetçiler her yerde galip geldiler. Böylece beynelmilel barışın da ancak mil­letlerin milliyetçilik duygularına ve şartlarina hür­met etmekle gerçekleşeceği anlaşıldı...
İnsanlar için sevmek kadar asil, sevgi kadar büyük duygu yoktur...
Bkz: 1848 Fransası
Hakimiyetlerine bizzat sahip olan milletierin hiç biri başlangıçta bü­yük çoğunlukları ile yüksek siyasi kültüre malik olmamışlardı. Milletin vatandaşlık kültürünü yük­seltecek olan ocak da gene Meclis'ti.
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.