Gözde Kazaz

Bu Ülkeden Gitmek author
Author
8.3/10
9 People
25
Reads
1
Likes
404
Views

Gözde Kazaz Posts

You can find Gözde Kazaz books, Gözde Kazaz quotes and quotes, Gözde Kazaz authors, Gözde Kazaz reviews and reviews on 1000Kitap.
136 syf.
·
Not rated
·
Read in 24 hours
Yurtiçi ve yurtdışında yaşanan sorunları irdeleyen ve röportajlar halinde derleyen bir araştırma mecmuası olmuş. Toplum vaziyetlerinden rahatsızsanız ve sesinize ses arıyorsanız okuyabilirsiniz.
Bu Ülkeden Gitmek
Bu Ülkeden GitmekGözde Kazaz · Metropolis Yayınları · 201825 okunma
“Eğer Türkiye iyi bir haldeyken gitmiş olsaydım bu beni mutlu ederdi. Kendimi turist gibi hissederdim burada, fakat Türkiye... Sevdiklerim kötü halde filan demiyorum, öyle bir romantizmden bahsetmiyorum, geldiğim yer kötü halde. Ben burada kendime bir sığınak inşa ediyorum kendi deneyimim içerisinde. Çok kötü geldi bu bana.”
Reklam
Boğaziçi Üniversitesinde felsefe öğrenimini tamamladıktan hemen sonra yurtdışına gitmek için hazırlıklara başlayan; onlar­ca mülakat ve bekleme sürecinin ardından nihayet 2016 yılında Dublin’de çokuluslu bir şirkette iş bulup çalışmaya başlayan Cem­re bile, verdiği onca emeğe rağmen memleketten kopmanın tah­min ettiğinden zor olduğunu belirtiyor: “Hep beklediğim bir şeydi, dünden hazırım, bana yarın gel deseler, tamam hadi toplandım gidiyorum diyebilecek du­rumdaydım. Ama o kadar kolay değilmiş. Belki üniversiteden sonra tak diye gitseydim, zaten çok fazla bir şey birikmeyecekti. Ama üniversiteden sonraki üç dört yıl bayağı bir kri­tik. Çünkü çok fazla iniş çıkış yaşıyorsun. O anda yanında olan insanlar ya da biriktirdiğin şeyler bayağı büyükmüş, onu fark ediyorsun. (...) ‘Defol git, seni ülkene gönderiyoruz’ gibi bir gönderme olmazsa sanmıyorum ki geri dönüp Türkiye’de veya başka bir yerde yaşamaya devam edeyim. Biraz umudu kesmiş hissediyorum bir sürü şeyden. Zaman zaman özlüyorsun ve buraya ilk geldiğimde şeyi hissettim, sonuçta yabancı bir ülke. Tanımadığın, bilmediğin bir sürü şey var. Yoksa ben 27 yılımı Türkiye’de, İstanbul’da geçirmişim, orada bana ait bir sürü şey var. Şu anki durum beni öyle bir noktaya getirdi ki tamam istemiyorum diye orada bıraktım. Hâlâ orada benim olan bir sürü şey var. Dönüp baktığımda bazen içim acıyor, çünkü mahvettiler.”
“Aslında ben giderken insanlar ‘Nasıl bırakırsın?’ demişlerdi. ‘Memleketimiz, çabalayacaksan burada çabala, nereye gidiyorsun? Yazık, beyin göçü...’ Bir sürü şey duydum gerçekten ama yapamazmışım ben, kalamazmışım. Daha doğrusu iyi ki kalmamışım diyorum. İstanbul’a olan sevgimi kaybederdim. Nefret etmek istemedim ki ben buradan. Bambaşka bir bağım var benim İstanbul’la. Görünüşünün dışında, yani bu gökde­lenlerin dışında bambaşka bir sevgi ve bağ var aramızda.”
Bu soruyu yönelttiğimiz görüşme­cilerden Sarp hiç dolandırmadan yanıt veriyor: “Türkiye’ye dö­ner misin deyince aklıma gelen ilk şey Mecidiyeköy’de metrobüse binmek oluyor, o yüzden dönmem herhalde.”
Türkiye’de "yabancı” olma haline ilişkin dile getirdikleriyse, “misafirperver Türkiyeli” algısına yönelik ters köşe etkisi de taşıyor: “Uyum sağlamaya çalışan, dili öğrenmeye, kültürü öğrenme­ye çalışan hep ben oluyorum. Çabayı ben gösterirken eşimin ailesinden ya da yakınlardan bu çabayı göremiyorum. Sanı­rım artık bunu yapmak istemiyorum. Karşı taraf seni çantada keklik görüyor. Buradaki bayramları, kandilleri vesaire her şeyi kutluyorum örneğin. Ama Noel’de eşimin ailesinin ilgi­lenmesini isterdim. Noel yemeği yaptım, evet, geldiler yemeğe ama yine de bunu gönülden yapmadıklarım görüyordum.”
Reklam
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.