Bir defterin son sayfasında yazarın 40 yaşında böbrek yetmezliğinden öldüğü yazıyordu. Dünyanın başka bir şeye inanması, "House of Happy End" de kimseyi ilgilendirmiyor gibiydi. Morfin ve intihardan kimse söz etmiyordu.
Kaybettik, Mila. Dünyayı biraz olsun değiştirme fırsatı elimizden kaçıp gitti. Eski, daha önce ayak basılmış patikalardan yürüyoruz, komünistler yerine para hükmediyor şimdi ve pazar ekonomisi ancak bir cinayet ekonomisi olabilir; çünkü küçük ve zayıf olanı yutar... ve bazen de öldürür.
İçimde her ne varsa dışarı atmalıydım. Öğürdüm. Soludum, hiçlikle mücadele ettim. İçim bir kovuk gibi boştu. Tıpkı son matruşka gibi. Son olarak artakalan kuklacık gibi.
Biraz zaman, dedi
- Ne kadar ? diye sordum, sanki pazarlık yapıyormuşuz gibi soğuk bir ses tonuyla.
- Bilmiyorum, dedi ciddiyetle. Belki üç ay ya da dört, belki de bir yıl. .
- Siktir, diye kaçırdım ağzımdan.