Gülazer Akın, 1975 Bitlis ili Ahlat ilçesi doğumlu.1993 yılında Kürt Özgürlük Hareketi'ne katıldı. 1996'da İstanbul'da yakalanıp tutuklandı. 18 yıldır cezaevinde. Bu yayınlanan ilk romanı, Dilber'in kaybettiği sağ gözünün hatırasına yazılmıştır. Akın halen Gebze Cezaevi'ndedir…
Gülazer Akın Bitlis-Ahlat doğumlu ve siyasi bir mahkûmdur. Gebze cezaevinden bana gönderdiği ilk öykü kitabını büyük biri iştahla okudum.
Yazarın ilk öykü kitabı olan
Elimdeki Yirmi Günlüğüm çocukların, kadınların, yaşlıların çektikleri yokluk acılarını şefaf bir şekilde dile getirmiş.
Her hikâyenin sahibi kendi dilinden aktarırken kendi acılarını insanlığın ve haksızlığın ayyuka yükseldiğini bir daha gösteriyor bize.
Yazarın diğer iki kitabını okumak isteyenler için bırakıyorum
Ah Dilber ah... Zengin feodal bir ailede doğan Dilber eli avucuna sığmayan bir çocuktu. Annesinin yanlış müdahaleleri sonucu bir gözünü kaybeden Dilber artık sessiz sakin biri olmuştu. 15 yaşına gelen Dilber beşikkentmesi ile evlendirilir ve yüzü bir daha gülmez. Eşi Cemil ve Akrabaları tarafından Türlü türlü insanlığa, vicdana yakışmayacak eziyetler yapılır. Tabi Dilber'in öksüz kalması yani "sahipsiz" kalması etkilidir. Bu kadar zulme ne zaman karşı gelecek ne zaman bitecek diye sabırsızlıkla bekledim. Ama hiç bitmedi. Kadın olmanın zorluğunu ve toplumsal cinsiyet anlayışının sadece erkek değil" Karılaşmış". kadınların üzerindeki etkisini gördüm. Kadını sadece doğum makinesi, cinsel obje ve hizmetçi olarak gören bir Eşle yaşam nasıl olur sorusunun cevabıdır. Kıtabın sonlarına doğru siyasileşen Dilber artık 40 yaşındadır ve artık başkaldırabilecek durumda.. ama siyasilerin eksik ve yanlış hareketlerinden dolayı "başı belaya giren" Dilber siyasileri ele vermez, 10 yıl yatar çıkınca hesabını ben sorarım demesi iradeye hayran bırakıyor. Eşi Cemili Polislere benzeten dilber Ataerkilliğin en örgütlü kuramsallığını duruşu ile işlevsiz kılıyor adeta.. maalesef çokça duyduğumuz kadın cinayetlerini ve kadınların üzerindeki Koca baskısını anlamak için Biz Erkeklerin kendimize ders çıkartan bir roman..
Oldukça akıcıdır tek seferde okunabilecek gibidir. Aynı zamanda sürükleyici ve merak uyandırıcıdir.
Bu sitede tanıştığım ve yeri hep ayrı olan bir arkadaşımın hediyesiydi bu kitap.
Okurken Dilber ile ağlayıp Dilber ile güldüm ama en çok da üzüldüm... Dilber'in hüzünlü hikayesinin etkisin uzun süre üzerimden silinmeyecek gibi... Aslında bir Türkiye gerçeği; çocuk gelinler, başlık parası, planlamasız çocuklar, kadına ve çocuğa şiddet, yokluk...
Kitabı 2 saatte okudum, son derece açık akıcı bir dili var. Kesinlikle de tavsiye ederim.
#OkumakNeGüzelŞey