Tanrı, özenerek yarattığı insanoğlunu çok sever. Bu sevgi nedeniyle dünyayı onun ayaklarının altına sermiştir. Üstelik ona akıl ve düşünme yetisi armağan etmiştir. İnsanoğlu, tüm bu olanakları gereği gibi değerlendirememiştir.
Bilim insanlarının yoğun çalışmaları sonucunda, depremleri çok önceden bildiren aygıtlar yapılmıştı. Ayrıca, tüm yapılar, depreme dirençli manyetik güçlerle beslenmiş gereçlerle oluşturuluyordu. Işın çağında "insan"a çok değer veriliyordu. Pek az bir tehlike olasılığı bile göz ardı edilmiyordu. Bu yüzden insanların, deprem sırasında, gökte geçici olarak oluşturulan ışın alanlarına sığınmaları sağlanıyordu. Deprem sona erince insanlar evlerine dönüyorlardı.