Hakkında
Güven Arsebük (d.1936, İstanbul), İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı'ndan emekli öğretim üyesi, arkeolog.
İlgi alanları, tarihöncesi arkeolojisi, insanın evrimi ve en eski kültürleridir (Paleolitik Çağ). 1988-1990 yılları arasında Türkiye'nin en eski Paleolitik buluntu yerlerinden olan Yarımburgaz Mağarası kazılarını yürütmüştür. İnsan ve Evrim kitabının yazarıdır.
Amerikan Araştırma Enstitüsü, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü ve Alman Arkeoloji Enstitüsü üyesidir.
Unvan:
Türk Arkeolog, Öğretim Görevlisi, Yazar
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 1936
Okurlar
5 okur beğendi.
32 okur okudu.
30 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Sözler ve Alıntılar
Proto Language
"Ön-dil", işaret ve tek tek sözcüklerden oluşur. Ön dil'in, birey sayısının çok fazla olmadığı, az sayıdaki kişiden oluşan küçük sosyal topluluklar halinde yaşamaya başlayan Homo habilis veya Homo ergaster/erectus dönemlerinde ortaya çıkmış olması akla yakın gelmektedir; bu aynı zamanda, en basit konuşma şeklinin H.habilis-H.ergaster/erectus aşamalarında (zaman dilimlerinde) başlamış olduğu anlamına da gelir.
Sayfa 15Kitabı okudu
Yeni Dünya arkeolojisinden söz edilirken unutulmaması gereken önemli bir husus da Eski Dünya’nın aksine, Amerika Kıtası’nda evcilleştirilmeye uygun türden at gibi taşımacılık işlerinde ve davar ile domuz cinsi yiyecek maddesi olarak kullanılabilecek hayvanın bulunmayışıdır.
Sayfa 18Kitabı okudu
İnsancıl şeyler Hominid adlı bir Primat'ın iki ayak üzerinde ve dik olarak yürümeye başlamasından birkaç milyon yıl sonra ortaya çıkmıştır.
Sayfa 29Kitabı okudu
Sibirya’da yaşayan dönem insanının soğuk iklim koşullarına zaten büyük ölçüde uyum sağlamış olduğu, soğuktan korunabilmek için kemik iğneler kullanmak suretiyle hayvanların sinir ve bağırsaklarından elde edilen sırımlarla birbirine tutturulan kalın hayvan postlarından yapılma giysileri kullandıkları ve eşyaların taşımasına destek olarak kurt gibi bazı yerel hayvanlardan da yararlanmış oldukları bir gerçektir.
Sayfa 13Kitabı okudu
İri kuşlara ait bazı ince-uzun kemiklerin üzerlerine sıra ile küçük deliklerin açıldığı ve bu kemiklerin kaval türü bir müzik aletine dönüştürüldüğüne işaret eden bulgular ele geçmiştir. Başka bir deyişle, ilk müzik aletini Neandertal'lere borçlu olduğumuz söylenebilir. Bu ilkel müzik aletlerinin (kavalların) tinsel ayinlerde kullanılmış olması akla yakın gelmektedir. İlkel de olsa böyle bir kavalı çalarak bazı seslerin (melodilerin) çıkartılması Neandertal'lerin ulaşmış olduğu düşünsel düzeyin uygulamaya yönelik bir başka kanıtıdır.
Sayfa 45Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
