Hacer Kılıçaslan kitaplarını, Hacer Kılıçaslan sözleri ve alıntılarını, Hacer Kılıçaslan yazarlarını, Hacer Kılıçaslan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün Türkiye’de, Osmanlı dönemine dair dini, kültürel ve siyasi birçok mesele, ideolojik ve siyasi tutuma bağlı olarak ve bir kimlik sorunu etrafında, şiddetli bir tartışmaya konu olmaktadır. Özellikle Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecinin milliyetçilik ve modernleşme akslarına bağlı olarak incelenmesi, büyük bir düşünsel ve kültürel kutuplaşmaya
"Balkan devletleri arasında yayılan ve ulusal uyanışı meydana getiren milliyetçilik ideolojisi, Balkan halkları arasında en geç Arnavutluk'ta ortaya çıkmıştır."
"Almanlar, İngiliz-Fransız-Rus ittifakına karşı savaşa başladıklarında sadece Avusturya ile ittifak etmekle kalmak istememişler, Osmanlı ülkesindeki yatırımları ve nüfuzlarını da kullanarak bu ülkeyi savaşa çekip cepheleri genişletmek istemişlerdi."
Kitapta 10 tane makale var ve hepsi birbirinden değerli. Kitap genel bir bilgi isteyenler için ideal bir kitap fakat kitapta pek ayrıntı yok ama başlangıç olarak gayet güzel kitap.Ve kitapta farklı farklı konulardan makale olduğu için bazı arkadaşlara sıkıcı gelebilir.
1914'ün başlarında Alman General Liman von Sanders Osmanlı Orduları Umumi Müfettişliğine tayin edildiğinde artık Almanya'nın Osmanlı Ordusu üzerindeki nüfuzu İngilizleri geçmiş sayılırdı.
"1914'ün başlarında Alman General Liman von Sanders, Osmanlı Orduları Umumi Müfettişliği'ne tayin edildiğinde artık Almanya'nın Osmanlı Ordusu üzerindeki nüfuzu İngilizleri geçmiş sayılırdı."
"Bağdat Demiryolu imtiyazı olarak bilinen projeyle Almanlar Mezopotamya'ya girseler de bölgede petrol çıkarsa bunu işletme hakkı Sultan Abdülhamid'in elinde kalmıştı."
Osmanlıların kuruluşundan beri getirdiği genişlemeci politikalar 16.yüzyılın ortalarında barış temelli politikalara dönüştü. Osmanlı ordusu bu anlaşmalardan sonra da doğuda ve batıda savaşmış ancak savaş gerekçesi olarak, retorik düzeyinde,karşı tarafların Osmanlı sınırlarının içine akınlar yaparak veya Osmanlı tüccarlarının mallarına el koyarak barışı ihlâl etmeleri öne sürülmüştür.
Ayastefanos Antlaşması'na göre 3 Mart 1878 tarihinde Bulgaristan Emareti adıyla özerklik verilen idari birim oluşturuldu. Sınırları Tuna nehrinden Ege denizine kadar uzanmakta Makedonya'nın bir kısmını içermektedir.
Emaret 1878 tarihli Berlin Antlaşması ile bir bilhare prensliğe dönüştürüldü. Bulgaristan Emaretinin belli başlı şehirleri: Sofya, Niğbolu, Ziştovi, Rusçuk, Silistre, Tırnova oluşturmaktadır. 1885 yılında Filibe, İslimye, Eski Zağra, Tatar pazarcığı, Burgaz ve Hasköy sancaklarından müteşekkil Doğu Rumeli vilayetinin Bulgaristan Emaretine ilhakı ile bugünkü Bulgaristan sınırı çizildi. Günümüzün Bulgaristan topraklarında kalan Osmanlı şehirlerini şu şekilde sıralamak mümkündür: Sofya, Vidin, Filibe, İslimye/İslime, Burgaz, Varna, Tırnova, Rusçuk.
Sayfa 99 - İshak Keskin, Ceyhan Güler, "Osmanlı Dönemi Bulgaristan Taşrasında Arşiv Çalışmaları"