Titrer elimde fırça saatlerce bî-karar
Bir tayf-ı rûh u nûr ile bir mâî renk arar
Baktıkça öyle hüzn ile baygın nigâhına
Girdim meleklerin sanırım haclegâhına
Kıskançtı ve sanıyorum ki dünyada hiç kimse ona bu kıskançlık kadar işkence etmememiştir. Haşim, bu duyguyu etleri içinde kilitlenmiş bir çift kaplan çenesi gibi taşıdı.
O zaman hocalık, bugünkü gibi değildi. Mektep, yedi kırk beşte başlar. Günde altı saat ders verilir, her gün nöbet tutulur, bazen bir sigara içmeye bile vakit bulamadan akşamı ettiğimiz olurdu.