Öyküleri Varlık, Öykülem, Mavi Yeşil gibi dergilerle bazı internet sitelerinde yayımlandı ve 2017 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri'nde "Dikkate Değer" bulundu.
Pınar’ı anlamayacak kadar çok sevdim onu, belki de kendimi. Oda beni severdi, şimdi burası eksik kalmasın. Ama başka bir türlüydü onun sevgisi. Sakin bir suya benzerdi. Baktıkça bazen beni bile dinginleştirebilen bir suya…
Bahar ne de güzel geldi. Bayram da geçti. İnsanlık yerinde saysa da, hayat bir şekilde yolumuzu bulduruyor bize.
"İyiydim. Baharın ikindi vakti nasılsa öyle serindim."
Halil Yörükoğlu
Bir bahar serinliği gelsin yüreğinize sevgili okur. Çiçek gibi bir gün dileriz, iyi olduğumuz ve iyi kalabildiğimiz.
🤩🌷
Günaydın. Bahar ne de güzel geldi. Bayram da geçti. İnsanlık yerinde saysa da, hayat bir şekilde yolumuzu bulduruyor bize. Yörükoğlu'nun başka bir kitabında geçer: "İyiydim. Baharın ikindi vakti nasılsa öyle serindim." Bir bahar serinliği gelsin yüreğinize sevgili okur. Çiçek gibi bir gün dileriz, iyi olduğumuz ve iyi kalabildiğimiz. Var olun.
17 öyküden oluşan kitapta hiç kimsenin görmediği karakterlerin iç sesine şahit oluyoruz. Kalabalıklar içerisinde yalnız kalmış, sindirilmiş, kimsenin duymadığı, duysa da anlamadığı, mutlu olmaya çalışan ama bir türlü mutluluğu yakalayamayan, ihanete haksızlığa uğrayan, kendi dünyasında sessizce yaşayan içe kapanan karakterler…
Kitabın adı da anlatıyor aslında karakterlerin dünyasını.
Karakterler yalnızlıklarının köklenmeye başladığı o güne gidiyor,bizi de bu yolculuğuna ortak ediyor.. “Acaba başka türlü olabilir miydi” sorusuna cevap ararken içsel hesaplaşmalarını okuyoruz.
Hikayeleri her biri okurken keyif veriyor,etkiliyor ancak birbirine benzerliği sebebiyle akılda kalıcılığı azalıyor. Kitap hakkında tek olumsuz düşüncem bu yönde oldu :)
Okunmaya değer bu öykü kitabını sizlere de yürekten tavsiye ederim.
Birbirinden güzel 16 öykü.. Hepsinde sıradan insanların hikayeleri. Herkesin kendinden bir parça bulacağını düşündüğüm hayatlar.
Halil Yörükoğlu genç bir yazar ve ilk kitabı Kaçış Rampası. Dili çok sade, öyküler kısacık. Ama o kadar çok duygu barındırıyor ki içinde. Beni en çok etkileyen kısım bu oldu. Hiçbir süsleme, ağdalı bir dil kullanmadan her karakterin deneyimlediklerini, duygularını çok iyi aktarmış. Öyküleri noktaladığı yerler de bana çok anlamlı geldi. Hepsi düşünmeye sevk ediyor okuyucuyu. Keyifle okudum hepsini.
“Yanındaki arkadaşı da aynından! Değişmez abicim bu kafa! ‘Aynından’ diye sipariş vermek nedir ya, nasıl yani? Aynı balığı mı seviyorsunuz? İnsan neyi sevdiğine kendisi karar veremezse neden yaşar? Fotokopi mi bu birini pişirip çoğaltalım, değil mi ama?”
“Yazmak istiyorum. Benden geriye bir iz kalsın, aklımda durmasın istiyorum. Telefonumu alıyorum elime. Söyleyeceklerim var deyip başlıyorum yazmaya. Yazıyorum. Hem neden yazmayayım ki! Harf sayısını aşınca fazla harflerin üzeri kırmızıyla çiziliyor. ‘Fazlalıklar var, ya fazla harfleri sil ya da yeniden daha basit yaz,’ der gibi duruyor telefonun ekranı karşımda. Yapabilir miyim bunu? Sınırları aşmadan diyeceklerimi yazabilir miyim bilmiyorum.Her şeyin bir sınırı var, yazacağımızın, susacağımızın ve tabi konuşacağımızın. Geçme o sınırı, bak yanıyor kırmızı kırmızı. Üşeniyorum daha basit anlatmaya. Kırılıyor cesaretim. Var olanlar da sınıra takılıyor. Telefonu kapatıyorum.”
Öykü severlere tavsiyedir.
Kaçış RampasıHalil Yörükoğlu · Sel Yayıncılık · 202048 okunma
biraz barış bıçakçı çokça mahir ünsal eriş tadı aldım gibi
yani sevdiğim bi öykücü daha eklendi sanırım hayatıma -tek kitabını okumuş olmama rağmen net ama hak eden bi yorum oldu-