İstanbulluyum Pera çocuğuyum. İ.Ü İktisat İ.Ü. İngiliz Filolojisi, İ.Ü Diş Hekimliği fakültelerinde 3 yıl süren avarelikten sonra İletişim Sektörüne ''o zamanlar Reklamcılık denirdi'' girdim ve hep orada kaldım.
Okumayı söktükten hemen sonra neredeyse 70 yıl okudum, hep okudum, çok okudum ama edebiyata ilişkin hiç bir şey yazmadım. Zaten okuduğum binlerce roman, öykü, şiir, tiyatro eserlerinden bazıları bana ben yazmışım gibi geliyordu. Hâlâ kendime açıklayamıyorum nasıl olduysa yetmişli yaşlarımın sonunda bir roman yazdım. Çünkü 'Herkes Sevdiğini Öldürür ' benim ilk ve tek 'şimdilik' romanım. Şimdi bana, onu bir başkası yazmış gibi geliyor. Bütün Edebiyat severlik sadakatımla söylüyorum, Kim yazmış olursa olsun benim okumak isteyeceğim bir kitap oldu. Umarım siz de.... Çünkü 'Herkes sevdiğini Öldürür 'ü okumak ister, Kendiniz yazmış gibi hisseder, benimsersiniz.
Kadın polise değil kendine cevap veriyor, yıllardır aradığı cevabı bulmuş gibi. "Çünkü, " diyor bir an cümlenin geri kalan kısmını kafasında bir kez daha doğruluyor... yüzünde müsterih bir tebessüm, devam ediyor. "Çünkü
'Herkes Sevdiğini Öldürür."
…Yüzünde kibirsiz bir prenses, ne olduğunu çok iyi bilen Niyaz tebessümü, masaya yanaşır kadehini kaldırır, şerefe der gibi,
"Quo vadis" derdi "Quo vadis..."
Anlamını biliyordu bazılarımız, birbirimize aktarmıştık.. Aramızda bir şifreye dönüşmüş gibiydi... Hepimiz anlamını biliyorduk ama cevabını bilmiyorduk... Bir an, kısa mı uzun mu “olduğunu bilemeyeceğimiz bir an sessizlik olurdu, gözlerimiz elimizdeki kadehe dikili kalakalırdık öyle... Şarkıcı kızın sesi sanki hepimizin cevabı gibi yükselirdi…
"Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime.”
Kitabın içinde bir çok şarkıdan bahsedilmekte ve okurken bölümlerde geçen şarkılar eşliğinde okunması tavsiye edilir. Böylece şarkılar ile de bir yolculuğa çıkacaksınız...