Bana beni kattın. Bana tutulamyı öğrettin. İhtiyaç duymayı, gerekli görmeyi ve hatta noksanlığı... Bana Fethi Paşa Korusunda boğaza nazır küçük bir çay seremonisi kattın. İstanbul oldun bana ve hatta sol omuzumda taşıdığım kocaman bir yuva.
Televizyon kültürü diye bir mefhum tanımıyorum. Televizyon aylak, şuuru iğdiş edilmiş, hiçbir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanmamış sokaktaki adam için icat edilmiş bir nevi afyondur.