Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hanifi Şahin

Hanifi Şahinİlhanlılar Döneminde Şiilik yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
8
Okunma
1
Beğeni
1.022
Görüntülenme

Hanifi Şahin Gönderileri

Hanifi Şahin kitaplarını, Hanifi Şahin sözleri ve alıntılarını, Hanifi Şahin yazarlarını, Hanifi Şahin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Eğer algı kapıları temizlenseydi her şey insana, olduğu gibi görünürdü: Sorunsuz." William Blake
326 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
İlhanlılar dönemindeki Moğol ve Şii toplumu arasındaki münasebeti anlamak için doktora çalışması olan bu kitap oldukça önemli. Moğol istilası öncesinde ve sonrasında Irak'taki Şii toplumunun tutumu ve Moğol devlet adamlarının Şii politikasını bu kitabı okuyarak anlayabilirsiniz.
İlhanlılar Döneminde Şiilik
İlhanlılar Döneminde ŞiilikHanifi Şahin · Ötüken Neşriyat · 20105 okunma
Reklam
Gâzân Hân döneminde Şiîlere duyulan öfke, Sünnîleri zaman zaman toplumsal linç uygulamaya sevk etmiştir. 702/1302-1303 yılında cuma günü Bağdat Camii'nde bir Şiî, "Sünnî imamın arkasında kıldığım namaz makbul değildir." diyerek öğle namazını kaza ettiği için öldürülüp yakılmıştır. Bu durum başta Şiîler arasında olmak üzere toplumda infiale neden olmuştur. Haber kendisine ulaştığında Gâzân Hân: "Müslümanların imamları: her kim daha çok namaz kılarsa sevabı daha çok olur demiyorlar mıydı? Öyleyse namazını çoğalttı diye bir kimseyi nasıl öldürürler? Hele Peygamber (s.a.v) neslinden ve evladından birini..." diyerek şaşkınlığını ifade etmiştir. Bu durum Gâzân Hân'ın Müslüman algısını sarsmıştır. Çünkü o daha önceleri Cengiz Han'ın Müslümanlara yönelik yorumunu kabul etmezken, yaşanan bu durumun Cengiz'in yorumunu haklı çıkardığını ifade ederek şöyle demiştir: "Ben onun sözünü reddediyordum. Ama şimdi bildim ki, Cengiz Han'ın görüşü doğru ve sözü haktır. Hiçbir ümmetin ve milletin ashabı, hiçbir mezhep ve fırkanın erbabı, kendi peygamberlerinin soyunu, namazı ve ibadeti artırdı diye katletmeyi reva görmez. Küstahlık ve yüzsüzlük yapmaz. İtaati ve ibadeti yüzünden bir insanı nasıl yakarlar?" Sünnilerin bu tavrı, dönemin sultanı Gâzân Han'ı etkilemiştir. Bunun ekonomik, dinî ve toplumsal bazı sonuçları olmuştur. Ekonomik alanda Sivas ve Kûfe gibi büyük şehirlerin ve birçok vakfın gelirlerinin Şiîlere tahsis edilmesine neden olmuştur.
Sayfa 132 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hanefî-Şâfiî çatışmasının bir başka örneği de Moğollar İsfahan'ı kuşattıkları zaman görülmüştür. İsfahan halkının tamamı Hanefî ve Şafiîlerden oluşmaktadır. Moğollar İsfahan'ı kuşattıklarında buradaki Şafiîler, Moğollara gidip kaledeki Hanefîleri öldürmeleri, Şâfiîlere dokunmamaları şartıyla İsfahan'ı teslim edeceklerine dair söz vermişlerdir. Daha sonra Şafiîler, verdikleri söz gereği kale kapılarını açmışlardır. Moğollar şehre girdiklerinde, önce Şafiîlerden başlamak üzere, Hanefî-Şafiî ayrımı yapmadan halka saldırmışlardır.
Sayfa 132 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
653/1255'te Sünnî Mustasımiye Mahallesi ile Şiî Caferiyye mahalleleri arasında da çatışmalar çıkmıştır. 654/1256'da Zilhicce ayında, sonuçları açısında oldukça önemli olan bir mezhep çatışması daha yaşanmıştır. Buna göre Şiî Kerh mahallesinden birisi Sünnî Kutafta mahallesinden birini öldürmüştür. Ailesi, cesedi halifenin kapısına götürüp bırakmıştır. Saray hizmetçileri, olayı abartarak durumu Halife Musta'sım'a aktarmışlardır. Bunun üzerine Halife, atının ve ordusunun hazırlanması emrini vermiş, halk da onların peşine düşerek Kerh'i istila etmişlerdir. Burada tam bir savaş hali yaşanmıştır. Durumun kontrolden çıktığını gören halife, çatışmanın durdurulmasını emretmiştir. Bu esnada halktan evine girenler kurtulmuş, çatışma meydanını terk etmede yavaş davrananlar öldürülmüştür. Halife ordunun önüne geçerek, saldırı esnasında, kadınlar ve esirler de dâhil olmak üzere, ele geçirilen her şeyin sahiplerine iade edilmesini emretmiştir. Daha sonra bu çatışmanın çıkmasına sebep olan Şiî asılarak öldürülmüştür.
Sayfa 130 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hanbelîlere karşı Hanefî-Şiî ittifakı görülmektedir. Hanefîler burada kendilerini Hanbelîlerden ziyade Şiîlere yakın bulmuşlardır. Bunun çeşitli nedenleri olabilir. Anlık tepki olabileceği gibi, daha genel çerçeve içerisinde de değerlendirilebilir. O gün için Hanefiliğin daha çok gayri Arap unsurları temsil ettiği gözönüne alındığında mevalî unsurların Araplara olan başkaldırısı şeklinde de değerlendirilebilir.
Sayfa 130 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Alkamî'nin İlhanlılardan yana tavır koyup Sünnîleri karşısına almasının gerekçesi olarak, Kerh mahallesinde çıkan Sünnî-Şiî çatışması gösterilmiştir. Kaynakların belirttiğine göre, Bağdat'ın düşmesinden bir sene önce 655/1257'de Kerh mahallesinde Şia'nın Ehl-i Sünnete saldırdığı iddiasıyla, Sünnîlerle Şiîler arasında bir çatışma çıkmıştır. Bu saldırıda İmam Musa Kâzım'ın kabri tahrip edilmiştir. Alkamî'nin ve yakınlarının evi de dâhil olmak üzere, birçok ev yağmalanmıştır. Bu saldırıya, başta Halife Musta'sım'ın oğlu Ebû Bekir, bazı devlet ileri gelenleri ve polisin de katılmış olması, olayda devletin parmağı olduğu izlenimini doğurmuştur.
Sayfa 125 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Şiîler, İlhanlılar döneminde, asırlardır "nefsi zararlardan korumak" olarak algıladıkları takiyye prensibini kullanmaktan vazgeçmişlerdir. Fikirlerini açıkça ortaya koyabildikleri için bu kavrama ihtiyaçları kalmamıştır. İlhanlılar döneminde Şiî düşüncesinde özgürlükçü yaklaşımlar ifade edilmeye başlanmıştır. "Kul fiilinin yaratıcısıdır, eylemlerinde hürdür, onu kimse zorlayamaz." gibi, bireyi önceleyen prensiplere ağırlık verilerek, asırlardır eli kolu bağlanan halkın, Şiî telkinler çerçevesinde bilinçlendirilmesine çalışılmıştır. Şiîler, takiyyeden çıkmak suretiyle Sünnîlerin dinî ve siyasî bazı suçlamalarından da kurtulmuşlardır.
Sayfa 115 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
İbn Teymiyye ve öğrencilerinde, özellikle İbn Kayyım el-Cevziye'nin Moğollara bakışı oldukça olumsuzdur. Nitekim o, الاعراب kelimesini tahlil ederken Kur'an'ın bu kelimeye yüklediği olumsuz anlamdan da faydalanarak, "Her millletin kültürlüleri olduğu gibi bedevileri (kültürsüzleri, kaba) de vardır. Örneğin Arapların kültürsüzleri bedeviler; Rumların kültürsüzleri Ermeniler; Farslıların kültürsüzleri Kürtler; Türklerin kültürsüzleri de Tatarlardır." demektedir.
Sayfa 107 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hristiyanlar nasıl Moğolları Tanrı'nın kendilerine bir vaadi ve düşmanlarından intikam aracı olarak algılamışlarsa, Şiîler de Moğolları beklenen mehdînin çıkışını hızlandıran kavim olarak değerlendirmişlerdir.
Sayfa 108 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.