Harp Akademileri Komutanlığı

Neden Atatürkçülük? Nasıl Atatürkçülük? yazarı
Yazar
1.0/10
1 Kişi
3
Okunma
0
Beğeni
260
Görüntülenme

Harp Akademileri Komutanlığı Gönderileri

Harp Akademileri Komutanlığı kitaplarını, Harp Akademileri Komutanlığı sözleri ve alıntılarını, Harp Akademileri Komutanlığı yazarlarını, Harp Akademileri Komutanlığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"....Devletin varlığı ve bağımsızlığını, ve vatanın bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti'nin önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim."
Sayfa 16 - Harp Akademileri Basımevi, Mart 1996, İstanbul
Türk Milleti'ne bu kutsal Anadolu toprakları ve ölümsüz eseri Türkiye Cumhuriyeti'ni armağan eden ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün aziz hatırasını saygı ile anıyorum.
Sayfa 58 - Harp Akademileri Basımevi, Mart 1996, İstanbul
Reklam
Atatürkçülük hakkında kitap yazmayı deneyen bilim adamlarımız ve yazarlarımız işin kolay yolunu seçtiler. Yazılan eserlerin büyük bir bölümü Atatürk'ün fikri yapısının derinliğine inmeyen ve kesinlikle mukayese içermeyen; Atatürk'ün fikirlerini olduğu gibi kabul eden, tartışmayan, tenkit etmeyen ve sadece onun söylediklerini yer, tarih ve konu sırasına göre alt alta dizen, bilimsel bir niteliği olmayan yüzeysel eserler meydana getirdiler. Bunları okutarak milletin kolayca Atatürkçü olacağını sandılar. Oysa Atatürk'ün fikir ve düşünceleri tabu değildir. Kesin değildir. Her söylediğinin tamamen doğru olduğunu da söylememiz de mümkün değildir. Bu düşünceler her yerde ve her ilmi kuruluşta, her fırsatta görüşülecek; tartışılacak, icabında tenkit edilecek ve elimine edilecek, mukayese edilecektir. Atatürk bu sözü söylediği zaman şartlar ne idi? Ne elde etmek istedi? Elde edebildi mi? O sözü söylediği zaman diğer ülkelerdeki durum ne idi? Aynen uygulansa bile acaba diğer ülkeler seviyesine çıkabiliyor muyduk? Bugün bu sözün geçerlilik durumu nedir? Bu sözün uygulayıcı kitlelere daha anlaşılır bir şekilde aktarılması için ne yapılması lazımdır? gibi bir çok sorunun cevabını bulmadan Atatürk'ün fikir ve düşüncelerini anlamak kolay değildir. Tabiatıyla anlaşılmayan hususun anlatılabilmesi de mümkün görülmemektedir.
Sayfa 37 - Harp Akademileri Basımevi, Mart 1996, İstanbul
Bence en büyük tehlike ATATÜRKÇÜ GEÇİNİP ATATÜRK'Ü ANLAMAYAN, ANLAMAYA ÇALIŞMAYAN; FAKAT ONUN ADINA CUMHURİYETİ VE MİLLETI KORUMAYA KALKAN VE GİDEREK SAYILARI ARTAN YARI CAHİL BİR KİTLENİN MEVCUDİYETİDİR. Atatürkçü Düşünce'yi diğer unsurlar bozamaz. Onlar zaten karşıdır ve kabul etmemektedirler. ONLAR BU CAHİL VE YARI AYDIN ATATÜRKÇÜLER KADAR TEHLİKELİ OLAMAZLAR.
Sayfa 34 - Harp Akademileri Basımevi, Mart 1996, İstanbul
73 yıldır bölgesinde bir huzur adası şeklinde mevcudiyetini sürdüren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin jeopolitik konumundan kaynaklanan önemi bugün de devam etmektedir. Bölgede menfaati olan güçler menfaatlerine etkisi olabilecek güçlü bir Türkiye istememektedirler. Buna çevre ülkelerin tarihten gelen menfur emelleri de eklendiğinde ülkemizin devamlı bir tehdit altında bulunduğunu söylemek mümkündür. Ülkemizdeki birlik, beraberlik ve bütünlük, güçlülüğümüzün göstergesidir. Oysa ülkemiz üzerinde milli menfaatleri olan güçler GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE görmemek için bütün yolları denemektedirler. Bayrağımız, şanlı tarihimiz ve milli bütünlüğümüz yanında en çok yıpratılmak istenen eserlerimizin başında Atatürk ve O'nun düşünceleri gelmektedir.
Sayfa 32 - Harp Akademileri Basımevi, Mart 1996, İstanbul
O'nun kendi milleti için düşündüğü ve uygulamaya geçirdiği fikir ve düşüncelerini eğer biz anlamıyor ve sahip çıkamıyorsak, bu bizim için utanılacak ve kaygı duyulacak bir olgudur. Çünkü dünyaya onu tanıtacak, sevdirecek, saydıracak ve öğretecek olanlar bizleriz. Yani bizler öğretmeniz. Öğretmen önce kendi bilecek, inanacak, anlayacak ve sonunda anlatarak öğretecektir. Bu bakımdan her birimiz dünya milletleri gözünde birer örnek Atatürkçü olmanın bilinci içerisinde bulunmakla yükümlüyüz. Bu şekilde ona karşı olan borcumuzu ödeme şansına da sahip olmamız mümkün olacaktır.
Sayfa 29 - Harp Akademileri Basımevi, Mart 1996, İstanbul
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.