Bundan sonra insanlık yeni bir sürece geçiş yapıyor. Geri dönüşü olmayan bir süreç. Düğmeye basıldı. Tek tip insan modeli, tek tip dünya modeli, tek tip millet, tek tip dil, her şeyin tekleştiği bir süreç. Herkesin birbirine benzetilmeye ve tek tip bir insan modeli oluşturulmaya çalışıldığı süreç: Düşünemeyen, üretmeyen, hantal hantal oturan, egemenlere başkaldıramayan, doğurmayan, evlenmeyen, nereye bu gidiş diye soramayan, ahlaki anlamda tamamen dejenere olmuş, özetle her anlamda mankurtlaşmış bireyler, yani modern köleler. Boynunda somut bir tasmanın olmadığı, fakat soyut tasmanın zihnin dahi prangalara vurduğu insanlar yığını.
Bir toplumu yok etmedeki hedefin bir yıllıksa dillerine saldır, on yıllıksa kültürlerine saldır, yüz yıllıksa insanını zihnen ve manen başkalaştır: İstanbul sözleşmesi'yle saldır!
- Kadına şiddeti engellemeyle alakalı olan maddeler, kadına şiddeti engellemekten daha ziyade kadını erkeğe, erkeği de kadına düşman etmeyi amaçlıyor.
-Eş cinselliği yaygınlaştırmayı amaçlıyor.
-25 yerde geçen toplumsal cinsiyet kavramı da kendi içerisinde LGBTİQ+'yı amaçlıyor.
- 18 yerde geçen cinsel yönelim kavramı, cinsiyet değiştirmek isteyenleri güvence altına alır, bununla da yetinmez onları kadın ve erkek cinsiyetinden daha fazla savunur ve üstün konuma getirir.
- Kadını savunmak değil ailesinden koparmayı amaçlar.
-Mevcut eş cinselleri savunmak değil, diğer bütün insanlara da bu hastalığın normal olduğunu dayatır.
- Çocukları ebeveyne baş kaldırmaya teşvik eder.
- Bütün gelenekleri, örfleri, adetleri ve dinleri hedef alır ve yok etmeyi amaçlar.
.
.
.
henüz basılalı birkaç gün olan kendi kitabımı ilk benim okumuş olarak belirmemem gayet tabii zannedersem. :)
Latife bir yana, sözleşme ile alakalı kafanızda oluşan bütün soru işaretlerini giderecek mahiyette bir eser olduğunu düşünüyorum.
Siyasi boyutundan tutun da eşcinselliği yaymaya matuf olan maddeler ve feminist ve LGBT örgütlerinin yapmak
İstanbul Sözleşmesi ile bilgi sahibi olabilmek için okumanızı tavsiye ederim. En azından çevrenizde konuşulduğunda veya internette sözleşme ile ilgili haber gördüğünüzde anlamsızca ve tarafsızca durmazsınız. Tavsiye Ederim.
Bir Kitap Tahlili
Kültürel İşgal Girişimi İstanbul Sözleşmesi, Harun Ceylan, Kudema Yayınları
Kitapla ilgili yorumlamaya geçmeden önce yazar kardeşimiz ve üslubuyla ilgili bir iki kelam etmek isterim. Yazar, öncelikle herkesin rahatlıkla okuyup anlayabileceği bir dil kullanıyor. Kullanılan bu dil akışkan, sembolik betimlemelerden uzak haliyle