"Bir sabah, ağır makineli silahların ürkütücü sesi ile “terteleye” başladılar. Genç kızlar, gelinler, kendilerini uçurumlardan attı bu kıyım günlerinde. Anneler başka canların ölümlerinin müsebbibi olmamak için, bebeklerini emzirirken onları boğmak zorunda kaldılar. Yakılıp yıkılan yerleşim yerlerinden sağ kurtulanlar sürgünlere yollandılar ve adlarını bilmedikleri yerlerde muhacir oldular. Ölenler, bir mezar taşından bile yoksun gömüldüler. Seyitmençe ve Xece beş çocukları ile yedi kişilik bir aileydiler. İkinci çocukları Sultan ahrazdı( dilsiz). Hiçbir harfe dokunmadı, kimseye kem söz söylemedi, tanrı dahil kimseyle konuşmadı. Sürgün yollarında devam eden on beş yıllık zamandan sonra telef olmuş bir halde topraklarına döndüler. Sadece üç kişi kalmışlardı."
"Derler ki; Lokman Hekim pirimiz ölümsüzlük ilacını aramış bulmuş, onu bir kağıda yazmış. Öyle bir rüzgar kopmuş ki; yer gök toz duman, ağaçlar kökünden çıkmış, rüzgarla beraber Lokman Hekim'in elinden uçan kağıt gelmiş sarımsağın üstüne düşmüş. Sonra gökyüzü sanki ortadan yarılmış gibi yağmur boşalmaya başlamış ve o kağıdın yazıları yağmur suyu ile erimiş, sarımsağın üstünden köküne doğru akmış. Onun için sarımsak her derde devadır."
Dersim; acıların yaşandığı, ağıtların yıllarca göğe sessizce yükseldiği, hafızalardan silinmeyen, çıkmayan ve günümüze kadar süregelen dinmemiş acıdır...
38’de yaşanan Dersim tertelesi, yıllar boyunca devletin özenle üstünü kapattığı en önemli tabularından biri olarak dokunulmazlığını ve konuşulamazlığını korumuştu. Fakat zamanla haber kanalları, tv programları, basın yayın kuruluşları, radyolar, gazeteler... Derken Dersim terletesi 38 döneminde tutulan tutanaklarla, resmiyete geçen belgelerle kanıtlanmış ve herkesçe kabul edilmiştir.
"Yasak Mıntıkanın Çocukları" kitabının adı, devletin çoğu köyü yasaklaması sonucu koyduğu bir işimdir. Kitabın ismi ordan gelmektedir. Kitapta, Seyitmençe, Xece ve beş çocuğu ile yaşadıkları sorunlardan, sıkıntılardan bahsedilmiş. İkinci çocukları olan Sultan'ın (sağır ve ahraz bir kızın bakışıyla) gözüyle anlatılmaya çalışılmış. 38 sürecinde sürgün olmalar, kıyımlar, ölümler, gidişler, gelişler... Kaçma ve kovalamacanın içinde kalmış ve sonrasında parçalanmış bir ailenin yaşamını konu almış.
Severek okudum. Son sayfalarına yaklaştığımda bitti mi? Diye üzüldüğüm bir kitap oldu. Okunmasi gereken bir kitap tafsiye ediyorum bütün kitap sever dostlara.
Okul etkinliği çerçevesinde yazarı ziyarete gelecek yakın bir zamanda. Kitaba başlama sebebim buydu. Hasan Sağlam tam anlamıyla bir seyyah profesör. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirip 2019'da da profesör olan Sağlam, ülke ülke geziyor. Gezdiği dört ülkeyi de bu kitapta birleştirmiş. Hindistan, Nepal, Mısır ve Norveç. Hepsi de
38'den 60'lara, 90'lara uzanan bir Dersim hikayesi... Terteleden geriye kalanlarla, hergün ilk günkü gibi acıyarak ama mutlak dirençle hayata, toprağa tutunma hikayesi.
Yasak Mıntıkanın Çocukları kitabının devamı niteliğinde.,