Ne kadar ararsan ara, aradığın o şey orada yoksa bulamıyorsun. Bulamazsın! Düşünsene, anlayarak yitiriyorsun. Farkına vararak...Anladıkça, kimse kalmıyor etrafında. Yavaş yavaş yitiyorlar.
Bize, bizim gibi saf ve umutlu okurlara bunu niye yaparlar? Bilmiyorum. Bir kitap okuyup değişeceğimizi mi umuyorlar bizim? Her okunuşunda bir kitabın değişeceğini mi unutuyorlar yoksa?
Sevmek sevende başlayıp yine sevenle devam eden ve sonunda seveni bitirerek onunla birlikte birdenbire bitiveren bir şey. Nadiren, iki kişinin sevgisi birbirine tesadüf edip biri diğerine değiyor. Bu durumda bile iki benzemez insana ait iki benzemez sevgi var.
Emile Durkheim diyor ki: "Bunca dinlerin yoksulluğun yararını ve değerini yüceltmesi nedensiz değildir. Çünkü gerçekten yoksulluk, insana kendi sınırlamasını öğreten en iyi okuldur. Bizi kendimiz üzerinde sürekli bir disiplin uygulamaya zorlamakla, toplumsal disiplini uysalca kabul etmeye hazırlar." Varlıklı bir kişi ancak kitap okuyarak ya da ailesi önayak olursa nedenselliğe ve prensiplere karşı tahammül edebilir. Oysa yoksul yetişen insanlar direk bu tahammülü öğrenmekle hayata başlar.
O kadar güzel, o kadar anlamlı ki cümlelerin altını çizmekten ilerleyemez oldum. Bir defterim var okuduğum kitaplarda hoşuma giden cümleleri yazdığım, bu kitap için aynısını yapamıyorum çünkü yapabilmem için tüm kitabı defterime geçirmem gerek. Elimden gelse de herkese okutabilsem bu güzel, bu anlamlı kitabı, herkes çizse cümlelerin altını...
Her kitabın bir zamanı olduğuna inanırım. Pathika'nın tam zamanıymış benim için belki daha önce okusam böyle beğenmezdim ama şimdi bitsin istemedim hiç. Yazarı ile aynı okulda çalışmanın verdiği gururla okuduğum ve çok çok beğendim bu güzel kitabı. Emeğine sağlık
Karşıma daha erken çıksaydı bu kitap belki hissedemeyebilirdim kitabı. Okuduğumda tam zamanı dedim. Hissettim ve kelimeleri de yaşadım, yaşıyorum da. İnceleme konusunda spoiler vermemek adına kendime pek güvenemiyorum. O yüzden kitaptan bir alıntı eklemek istiyorum.
“ Beni anlamanız, biliyorum zor. Ben sözgelimi bunu hiçbir vakit başaramadım. Anladıklarım listesi ne kadar kalabalık olursa olsun o listede kendi adıma rastlanmıyor. Rastlayamadım. Bunun imkansızlığını, kendimi hiçbir zaman bilemeyeceğimi fark etmeyi başardım yinde de. Kendimle meşgul olmayı bu kadar geciktirmeme hayıflanmaktan başka da elimden bir şey gelmiyor. “
Cânım kitap, Paris yaşamımda elimde tek ve asil bir kitabım. Bitirmeye kıyamadığım. Belki bir gün elimde okuyacağım ve kütüphanemde seni tek bırakmayacağım günler olur belki…