En çok çocuk kalbini özledim çocuk,
Henüz kırılmamış,hayal kırıklığı yaşamamış,
Yalnızca sevmek ve sevilmek için yaratılmış.
Oysa hayat çok karmaşaymış be çocuk…
Bu kitabı okumayı çok istedim çünkü kendim gibi engelli bir çocuğa sahip ailenin yaşadıklarını hissettiklerini anlatıyordu.
Gezmeyi çok seven maddi olarak da imkana sahip bir ailenin yaşamını okumaya başladım ilk başlarda. Okuyup kendini geliştiren her imkana sahip dünyanın hayatın tadını çıkaran mutlu bir bayan sonra karşısına kendi gibi bir eş
Kozadan Çıkmak çoğumuzun korkularının kitabı. O kadar çok aile var ki çocuk sahibi olmak isteyip bunun için maddi manevi nelerden feragat ediyorlar ama sonunda özel çocukları olduğunda her şeyin boşa gittiğini düşünüyorlar. Ama Beyza ve Alper çifti hepsine, hepimize bir örnek teşkil edecek cinsten şeyler yaşamışlar denilebilir.
Ben yazarla nasıl mı tanıştım? Yazar katıldığım eğitimcilerin zirvesindeki değerli konuşmacılardan biriydi. Konuşmasında bir hikaye anlattı. Anlattığı hikayedeki kahraman kendisiymiş. O kadar duygulandım ki. Kitabını hemen almak ve okumak istedim. Kitapta olayın içyüzüyle daha da yüzleşince bu gezgin aileye daha da bağlandım.
Alper, Beyza, İpek Bade, Ali Aras'ın bu sürükleyici duygu dolu hikayesini kapatırken pıt pıt gözyaşlarımı tutamamış olabilirim. Hepinize keyifli okumalar diliyorum. Kitapla kalın.
Selaaam! ️Naptınız
Bugün size okurken çok sevdiğim çok duygulandığım bir kitabın yorumuyla geldim. Kitabı ilk gördüğüm de kişisel gelişim kitabı sandım ne yalan söyleyeyim. Ama okuyunca kişisel gelişim kitabı olmadığını anlamış oldum.
Kişisel gelişim olsa da okurdum o ayrı bir detay.
Kitabı elime aldığım zaman beni çeken bir kuvvet vardı. İçimden bir ses bu kitabı bekletmeden oku diyordu. Kitabın konusu, dış kapak görseli, ismi kısacası her detayı beni o kadar çok etkiledi ki! İçimde ki sesi dinledim ve kitabı çok geçmeden okudum. Çokta sevdim. İyiki okumuşum dedim bittiği zaman. Peki ne anlatıyor bu kitap?
Kitap İpek Bade'nin zorlu yolculuğunu konu alıyor. Onun zorlu yolculuğu daha Dünya'ya gözlerini açmadan başlıyor ve bizde okurken bu zorlu yola eşlik ediyoruz.
İpek Bade ve ikizi on bir haftalıklarken ikizini düşmesi sonucu İpek Bade'de ondan sonra yirmi dört hafta dayanabiliyor ve prematüre olarak Dünya'ya gözlerini açıyor. Hayata tutunmaya çalışırken akciğerleri açılmadığı için makineye bağlanması gerekiyor. Ama bağlanana kadar geçen süre içerisinde beyninde kanamalar oluyor.
Ve aslında tam da o zaman başlıyor hem İpek Bade 'nin hem de ailesinin zorlu yolculukları. Kitapta bu zorlu yolda ailesinin destek olmasını, inançlarını, umutlarını okuyoruz. İnancın ne kadar önemli olduğunu, umudumuzu asla kaybetmemiz gerektiğini ve aile desteğinin önemini anlıyoruz okurken.
Ben okurken çok etkilendim. Ailenin inancına, umuduna hayran oldum. İyiki okumuşum dedim. İyiki.
Mutlaka okuyun!