Gerçek sevgi ve muhabbet sürekli dil ile ifade edilen değil, davranışlarla gösterilen, tavırla ifadeye kavuşturulandır. Bazen insan çok sevildiğini muhatabının yüzüne gizlenen ifadeden anlar. Bir şeyi çok güçlü söylemenin sayısız yolu var, insan yeter ki ifade etmek istesin.
Birine değer verdikçe onu arayıp sordukça seni cepte görmesi, ona verdiğin değeri ucuzlaştırması öyle aşağılık ve acınası bir tavırki. Bu tavrı hissettigin an uzaklaşmak gerek. Gönülden koparıp verdiğini suistimal edenle bir bağ kurulamaz.
Değer vermenin anlamı şudur. "Sana değer verdim çünkü sevgine ve muhabbetine ihtiyacım, saygım ve senin bende apayrı bir yerin var."
Yakınlık hissettiğin insanlara koştukça koştun, durduğunda gördün ki sana bir milim dahi gelen olmamış. Varmak bazen bir yere ulaşmak değil, ulaşmak için verdiğin sâfi çabadır. Bu çaba, insanı tanıma yolunda tecrübeler verir sana, Bir de insanın iyisini seçtirecek güçlü bir sezgi.
Ruh güzelliği genelde ilk anda fark edilmez, sonradan, tanıdıkça anlaşılır. Yüz ve beden güzelliğiyse ilk anda fark edilir. Dış güzellik herkesçe görülür ama ruhun güzelliğini zekâ ve hissiyatı olanlar görür. Yüzü güzel olup karaktersizliği anlaşılınca göze çirkin görünen çoktur.
Merak edenin makul bir bahanesi mutlaka
vardır. Belki de sevmek de sevilmek de, bir
kalbin yamacında dinlenmek de, bir muhabbette demlenmek de makul bir bahaneden ibarettir, yani daima ve hep O'na gitmenin bir yolunu bulmaktan ibaret.
Çok sevdiğin birinin seni görmezden gelmesi, uzun bir süre zihnini meşgul eder, acıtır kalbini. Sonra öyle bir eşik gelir ki o da senin için artık görmezden geldiğin biri olur. Hiçbir duygu kalpte aynı şiddette yaşamaz çünkü.