Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hazal Yalın

Hazal Yalın1945 Türkiye-SSCB İlişkileri yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.5/10
3 Kişi
16
Okunma
13
Beğeni
4.274
Görüntülenme

En Yeni Hazal Yalın Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hazal Yalın sözleri ve alıntılarını, en yeni Hazal Yalın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kararlı bir antikomünist olan Sarper’in virgülüne kadar doğru olan şu sözleri, böyle bir kepazelik karşısında gerçekten de Marksist bir tını taşımıyor mu: “Tarihteki her türden adaletsizliğin telafisini aramanın ne sınırı vardır, ne de bunun faydası.”
Burjuva devriminin ilk dönemlerinde Kemalist rejimin Türk tarihini Sümerlerden başlatmasında görüldüğü gibi, yeni devletler tarihi romantize ederler ve kendilerine ezeli roller biçerler, ezeli ve ebedi varlıklar olduklarını sanırlar; ama koşa sürelidir bu ve romantizmin yerini çabucak gerçekler alır.
Reklam
1945-1947 yılları arasında Kafkas Askeri Bölgesi kumandanı olan Mareşal Tolbuhin ile bu konuda uzun uzadıya sohbetler yapmıştı. Tolbuhin, 8-9 Eylül 1944’den başlayarak Bulgaristan’ı Nazilerden temizleyen Sovyet ordularının başındaydı. Tolbuhin, tam bu sırada Stalin’i arayarak, “Türkiye’nin egemenliğindeki Gürcü topraklarını kurtarmak”tan söz etti. Stalin ise siyasi mülahazalar sonucu bunun mümkün olmayacağını söyledi. Stalin’in görüşlerinin 1944’ten sonra bir yıl bile geçmeden değilmiş olmasını ancak Gürcü milliyetçiliğinin baskısına yorabiliriz.
Hatırımızdan çıkarmamız gereken, şu: Menşeviklerin baskın olduğu Gürcistan ve Taşnakların baskın olduğu Ermenistan’da Bolşevik iktidarı, milliyetçiliği sona erdirememişti. Kökleri derinlerdeydi milliyetçiliğin ve devrim öncesinde mesela Bakü’de olduğu gibi güçlü bir işçi sınıfının, dolayısıyla güçlü bir Bolşevik hareketinin bulunmaması da, devrim sonrası milliyetçiliğin kökünü kazınamamış ve asr-ı saadet hayallerinin ayrılmaz parçası haline gelmiş olmasının önemli bir nedeniydi. Bunu, 1920’li ve 1930’lu yıllar boyunca partinin birlik cumhuriyetlerine yönelik siyasetinden takip edebiliriz.
Sovyetler Birliği’nin bu gerilimden muradı, güneyinde Batılı müttefikleriyle birlikte tehdit teşkil etmeyecek bir Finlandiya bulmak arzusuydu; Türkiye’nin bu gerilimden muradı ise ABD ve Britanya’yı Sovyetler Birliği’ne karşı kışkırtarak Batı blokundaki yerini sağlamlaştırmak. Tan gazetesi baskını tam da bu ortamda meydana geldi ve antikomünist isterinin ne boyutta tırmandırıldığını ortaya çıkardı.
Britanya Dışişleri Bakanı A. Eden, 16 Aralık 1941'de Moskova'da Stalin ile görüşmesinde, savaş sonrasına ilişkin yeni Avrupa sınırları perspektifi sunmuştu. Buna göre: ''Türkiye, tarafsızlığını koruması karşılığında Bulgaristan'da, Burgaz'ın güneyinde, Türklerin yoğun olduğu Dedeağaç'ı ve belki Suriye'de de bazı toprakları, keza Ege Denizi'nde İzmir gibi önemli limanlarının çıkışını kapatan adaları alabilir.''
Reklam
Kars ve Ardahan'a karşılık Halep
George E. Kirk, Ortadoğu'nun savaş sonrası beş yılını ele aldığı klasik monografisinde ''Stalin ve Molotov'un Potsdam'da ileri sürdükleri Kars ve Ardahan bölgelerini geri alma talebi''ne karşılık, Halep'in Türkiye'ye verilmesinin teklif edildiğini ileri sürer.
Toprak talebi, önerilen ittifak anlaşmasını geri çevirmenin aracıydı. Bununla birlikte Sovyet hükümeti böylelikle Türkiye hükümetini korkutmaya da çalışıyordu. Esas amaç, Selim Sarper'in de dediği gibi bu, Boğazlarda Sovyetler Birliği'nin ortak kontrolünü sağlayacak bir anlaşma temin etmekti.
19 Mart'ta endişe ortamında, Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye saldıracağı yönünde haberlerle karşılaşıyoruz. 25 Mart'ta Sovyet hükümeti iki maddelik bir açıklamayla ve kesin bir dille bu haberleri yalanladı. Açıklamanın ikinci maddesinde ise Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye hiçbir saldırgan davranışta bulunmayacağını, feshedileceğini bildirdiği 1925 anlaşmasına dayanarak ifade ediyordu.
Saraçoğlu'nun Ribbentrop ve Von papen'e yaranma çabaları
Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük, bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan ve azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz ve her vakit bu istikamette çalışacağız.
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.