Tüm kadın arkadaşlarımın anlaması için şunu açıkça söyleyeyim: Erkekler, kadınların baş düşmanıdır. Kadınlar erkeklerle eşit olmadıkça, öfke ve keder asla karşılığını bulamayacaktır.
''Savaş, dünyadaki kadın erkek nüfusunu bozmakta. Her defasında büyük kıyımlarla ölen erkeklerin savaş çığırtkanlıklarından sonra yaşama devam eden kadınların sosyal devrimi gerçekleştirmesi gerekmektedir.''
Çin'li kadınlar artık şunun farkına varmalılar;
Erkekler karşısında politik, ırksal ve ekonomik devrimlerde beklemek yerine kendileri mücadele etmeliler. Hiçbir şey onlar tarafından bizlere verilmeyecek!
Feminist Manifestosu ve kadına şiddet algısını pofpoflayanlar bir bitmediniz gittiniz fazlasıyla ajitasyon yapıyorzunuz yeter artık sizin bu tür iletilerinizi sayfamda görmek zorunda değilim. Bu cinsiyet ayrıştırıcı iletilerinizden artık GINA getirdiniz. Yeter BAYDIRDINIZ sayfamdan gidin az ötede oynayın beee...
Bu tür ileti paylaşan veya paylaşılanları tekrarını (RT) yapan takipçileri / tâkip ettiklerimi ya engelliyorum ya da tâkipten çıkıyorum.
He-Yin Zhen, 20. yüzyılın başında yazın hayatına başlamış Çinli feminist düşünür. Her ne kadar ''uzak doğu'' coğrafyasında yaşamış olsa da fikirleri hem güncelliğini hem de yaşadığımız toplumsal sorunların giderilmesine yönelik çözümler noktasında eylemsel pratikler sunuyor.
Oldukça kısa ve net ifadelerle sosyal devrimin kadınların toplumsal eşitlik mücadelesi için önemini vurgularken, devrim süreci olmayan bir yerde ise bu uğurda mücadele etmenin kadınların yasal haklarının sağlanması, yaşamlarının kolaylaştırılması noktasında önemini vurguluyor.
Çin'de oldukça tepki çekmesinin ardından Zhen, evlilik kanalıyla Çin'den ayrılmış, Japonya'da yaşamına devam etmiştir.
Sosyal devrim hakkında bu denli yoğun çalışma yürüten ve toplumsal eşitlik noktasında bu denli derin çalışmalar yürüten bir isim varken, yıllar sonra sosyal devrim gerçekleştiren Mao'nun Zhen'in fikirlerini bir kısmını dahi hayata geçirmemesi üzerine düşünülesi ve tartışılması gereken konunun başında geliyor.
Manifesto gibi manifesto diyebilirim yazılan diğer manifestolara nazaran. Feminist düşünce için bir yol açmış Zhen bu kitabıyla.
He-Yin Zhen'in 1907'de yayınladığı bir argumentative essay (tartışmacı kompozisyon). Kısa ve öz bir dille yazılmış, olukça başarılı bir essay hem de.
He-Yin Zhen evlilikten başlayarak kadın ve erkeğin ev içindeki rolleri, kız ve erkek çocukların yetiştirilmesindeki ayrımlar, soyismi ve çok eşlilik gibi konuları ele alıyor. Anlatılanlar yeni şeyler değil. Ama bir asır önce yazılan bu metin dönemi için bir devrim niteliğinde olsa gerek. Ayrıca Çin'in ilk feminist hareketlerini anlamak açısından faydalı bir kaynak.
Yazarın ileri görüşlülüğüne hayran kaldım açıkçası. Zhen ta o zaman soyadı eşitliğinden bahsederken biz daha henüz kızlık soyadlarımızı tutabilmeye başladık.
'...after a woman marries, she should not take her husband’s surname. Even if she retains her maiden name, it is still unfair because it is her father’s surname but not her mother’s.'(s10)
Bununla birlikte Zhen'in ele aldığı konuların bugün hala devam eden meseleler olduğunu görmek çok üzücü. Kadınların erkekler yanında "aşağı" konumları, kız çocuklarına karşı ayrımcı tutumlar, hala toplumun birçok kesiminde varlığını sürdürüyor. Tam da bu nedenle feminizmin bir cinsiyet devrimi olmaktan ziyade toplumsal bir hareket olduğu fikri, çok önemli bulduğum bir nokta.
'...what I am proposing is not merely a women’s revolution but a complete social revolution. The women’s revolution is but one aspect of the social revolution.'(s14)
Keyifli okumalar...
Bana göre bir feminist, ‘evet, günümüzde bir toplumsal cinsiyet sorunu var ve onu çözmeliyiz, daha iyisini yapmalıyız’ diyen kişidir. Kadın erkek, hepimiz daha iyisini yapmalıyız.
Feminist Manifesto, yalnız kadınlar için değil, kız ve erkek çocuklarını önyargılardan, ayrımcılıktan, toplumsal cinsiyet tuzaklarından arındırılmış bir dünyada büyütmek isteyen ebeveynler; öğrencilerine okulun ötesinde bir hayat vermek isteyen eğitimciler için de başucu kitabı.