Akan'lar, "Bir kişi gökyüzünden indiğinde o, insan toplumuna gelir" diyorlar. Gyekye'nin istediğini, kişinin komünalizmde özgün değerinin yok olmadığt ya da görmezden gelinmediği anlamında özetlemek istiyoruz. Bireysel kişinin ve topluluğun kendi gerçeklikleri vardır, ama bu gerçeklikler birbirlerinden ayrı olarak varolamazlar. Gyekye, Afrika düşüncesinde topluluğun ağır basışına karşı, bu sonuca varıyor. Ben de, Avrupa geleneğinde Ben'in ağır basmasına karşı kutubun işlendiği P hilosophie des Wir
(Biz Felsefesi) kitabımda, içerik açısından aynı sonuca ulaştım: Grup, biz, bireylerden oluşmuştur. Ve bireyler, bir Biz'in ya da biz-birimlerinin üyesi olarak neyseler odurlar. Nasıl ki, Afrika düşüncesinde şimdiye dek Ben'in biricikliğinin, özgürlüğünün ve düşünseme yeteneğinin ayrıntılı bir analizi eksik kalmışsa, Avrupa felsefesinde de Biz'in, devlette, toplumda, ailede vb. somutlaştınlan yapılannın gösterildiğine rastlanmamıştır. Burada Biz, topluluk, çokluk anlamında, ben, bireysellik anlamında yer almaktadır. Bir ölçüde, bir ortada buluşan bu iki karşıt düşünce devinimi, çokluktan tekliğe ve
teklikten çokluğa devinimler olarak da betimlenebilir. Önemli olan, orta konumdaki bir ilksellikten kaçınılmasıdır: İkisi de, çokluğu içinde topluluk ve tekliği içinde birey de, eşit ölçüde ilksel ve eşit ölçüde önemlidirler.