Heinz Kimmerle

Heinz KimmerleAfrika'da Felsefe - Afrika Felsefesi author
Author
6.8/10
4 People
12
Reads
2
Likes
418
Views

Heinz Kimmerle Posts

You can find Heinz Kimmerle books, Heinz Kimmerle quotes and quotes, Heinz Kimmerle authors, Heinz Kimmerle reviews and reviews on 1000Kitap.
Düşünme işi, dilin içinde ve dilin üzerinde gerçekleşir. Bu yüzden felsefeyi dilden koparmak yanlışlıktır.. Hegel bu olayı "Kavramın zorlanması" olarak adlandırmıştı.
Açlara önderlik etmek için yukarıya çıkan adamlar... bizimle, büyücülerimiz, herhangi bir gizemli güçlere sahip insanlar olmanın bilinciyle konuştular. Sonunda insanların inançsızlığını anlamaktan acizdiler... Bu önderler, halkın suratına sıçmak için yukarıya tırmanırlarken, halkın onların götlerini gördüğünü ve tiksintiyle ve kahkahalarla onlara sııt çevirdiğini nereden bilebilirlerdi ki?
Sayfa 244Kitabı okudu
Reklam
Senin sesinle, ey tam-tam! Atıyorum beyazların dünyasının yaldızını Ve yeniden buluyorum Afrikasını doğduğum zamanın, koruyucu ruhların. Davulcu, tam-tam Oynak yap beni, Bük kollarımı
Sayfa 238Kitabı okudu
Batılı ve Afrikalı filozoflar arasındaki işbirliğinin kültürlerarası bir felsefe üzerinde çalışma çerçevesinde gerçekleşmesi, iki taraf için de daha uygun bir yol gibi görünüyor. Bu çerçeve, kültürel özelliklerin ötesinde bir evrensel doğruluğu varsayan bir kültürlerötesi felsefenin, yapılamaz olduğu anlamına geliyor. Kültürel özellik ortadan kaldırılamaz; her felsefe için kurucudur. Bu yüzden, kültürlerarası diyalog'ta ortaklıklan ve farklılıktan ortaya sermek gerekir. Hedef birlik değil farklılıkların biraradalığıdır. İşbirliğinin yanı sıra, taraflardan her biri kendi özgün geleneğini koruyabilmeli ve geliştirebilmelidir
Sayfa 215Kitabı okudu
Bu arada ben, “Felsefe Nedir?” öz sorusunun yanıtlanamayacağından yola çıkıyorum. Bir yanıt vermeye çalışıldığında totolojiye düşülecektir: Felsefe, Felsefecilerin yaptığı, zaman içinde felsefeciler topluluğu tarafından, Felsefe olarak kabul edilen şeydir. Bir üniversite dalı olarak Felsefenin günümüzdeki görünümü, güçlü bir biçimde batılı akademik gelenek tarafından belirlenmiştir. Felsefeye daha çok kültürlerarası bir gözle bakılarak, dünyanın öteki bölümlerinin Felsefeleri ve başka gelenekler konuşmaya katıldıklarında, uluslararası Felsefe söylemi değişecektir.
Kara Kadın Çıplak kadın, kara kadın! Giyinmişsin yaşamın kendi olan renginle, güzellik olan biçiminle! Gölgende büyümüştüm, ellerinin yumuşaklığı örtmüştü gözlerimi. Sonra, yazın ve öğlenin sıcağında, birden buldum seni adanmış toprak, kavrulan yüksek bir tepenin üstünde Ve güzelliğin uçan bir kartalın çakışı gibi çarpıyor
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Batılı tıp tarihinde, ilaçların sağaltıcı etkisinin tek başına ele alındığı bir dönem yaşanmıştır. Günümüzde, doktora, onun doktorluk sanatına duyulan güvene de aynı ölçüde önem verilmekte, tanı konulurken, hastalığın psişik ve toplumsal nedenleri de gözönünde bulundurulmaktadır. Afrika'daki kavrayıştan farklı olarak, esas vurgu hâlâ ilaçların sağaltıcı etkisindedir. Ancak plasebo etkisinin şaşırtıcı sonuçları da bilinmektedir. Ve psikosomatik alanda, batılı ve Afrikalı tıbbın birbirlerine yakınlaştıkları kolay bir eğilim görülmektedir. Batılı düşüncede, organizmanın hasta bölümlerinin belirli müdahaleler ya da ilaçlarla iyileştirilmesi anlaşıyı ağır basmakta, Afrika düşüncesinde, Yoruba'larda olduğu gibi, fiziksel, toplumsal, psişik ve ruhsal iyiliğin bütünlüğüne sağlıklılık, bunlann yokluğuna ise hastalık gözüyle bakılmaktadır.
Sayfa 166Kitabı okudu
Bağımsız bir Afrika Felsefesinin varlığından kuşku duyanlar, Afrika Felsefesinin bir "bilgi kuramı"nıri olmadığına değinmekten hoşlanıyorlar. Bununla genelde, "nesnel geçerli" bilimsel bilginin temellerini araştıran Kant'ın anladığı anlamda bir "Bilgi eleştirisi" kastedilmektedir. Oysa Avrupa Felsefesi de, Kant'tan önce, ya da bilgi kuramının görgül, rasyonel öğesi ayrı olarak ele alınırsa, Hume ve Descartes'dan önce böyle bir bilgi kuramına sahip değildi. Hint, Çin ve İslam Felsefesi için de aynı şey sözkonusudur. Demek ki bu kuşku, Kant'tan bu yana bilgi-eleştirel ve bilim-kuramsal olan bugünkü çağdaş Felsefe'ye dayanmaktadır. Gerçekte ise, Afrika felsefesinin bilgi-kuramsal içermeleri vardır, ancak bu içermeler belirleyici noktalarda baülı bilgi ve bilim kavramından ayrılmaktadırlar. Kültürlerarasılık açısından bu durum, batı felsefesini sorgulamak için de bir neden olabilir.
Sayfa 155Kitabı okudu
Akan'lar, "Bir kişi gökyüzünden indiğinde o, insan toplumuna gelir" diyorlar. Gyekye'nin istediğini, kişinin komünalizmde özgün değerinin yok olmadığt ya da görmez￾den gelinmediği anlamında özetlemek istiyoruz. Bireysel kişi￾nin ve topluluğun kendi gerçeklikleri vardır, ama bu gerçeklikler birbirlerinden ayrı olarak varolamazlar. Gyekye, Afrika düşüncesinde topluluğun ağır basışına karşı, bu sonuca varıyor. Ben de, Avrupa geleneğinde Ben'in ağır basmasına karşı kutubun işlendiği P hilosophie des Wir (Biz Felsefesi) kitabımda, içerik açısından aynı sonuca ulaştım: Grup, biz, bireylerden oluşmuştur. Ve bireyler, bir Biz'in ya da biz-birimlerinin üyesi olarak neyseler odurlar. Nasıl ki, Afrika düşüncesinde şimdiye dek Ben'in biricikliği￾nin, özgürlüğünün ve düşünseme yeteneğinin ayrıntılı bir analizi eksik kalmışsa, Avrupa felsefesinde de Biz'in, devlette, toplumda, ailede vb. somutlaştınlan yapılannın gösterildiğine rastlanmamıştır. Burada Biz, topluluk, çokluk anlamında, ben, bireysellik anlamında yer almaktadır. Bir ölçüde, bir ortada buluşan bu iki karşıt düşünce devinimi, çokluktan tekliğe ve teklikten çokluğa devinimler olarak da betimlenebilir. Önemli olan, orta konumdaki bir ilksellikten kaçınılmasıdır: İkisi de, çokluğu içinde topluluk ve tekliği içinde birey de, eşit ölçüde ilksel ve eşit ölçüde önemlidirler.
Sayfa 147Kitabı okudu
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.