Hekimoğlu Süleyman Özcan

Hekimoğlu Süleyman ÖzcanKanla Islanan Aşk yazarı
Yazar
6.3/10
7 Kişi
25
Okunma
1
Beğeni
557
Görüntülenme

Hakkında

Malatya Battalgazi İmam Hatip Lisesi, ardından da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. Aynı zamanda profesyonel Grafik Tasarımcıdır. Daha küçük yaşlarda günlük tutmaya başlaması onu yazarlığa itmiştir. Yirmi yaşına basınca ilk kitabı yayınlanmıştır. Gazetecilik hayatına ise 2004 – 2007 Akit Gazetesi okur postasında makaleleri ve araştırma dosyaları yayınlanması ile başladı. Ardından Muş Vakfı’na ait “Muş Postası Gazetesi’nde” köşe yazarlığına devam etti. 2005’te yazmaya başladığı İstanbultimes gazetesinde halen köşe yazarlığına devam ediyor. 2009 yılında ise Yenişafak Gazetesi Yorum sayfasında makaleleri yayınlanmaya başladı, 2013’te buradan yazmakta olduğu son kitap çalışması sebebiyle yazı göndermeyi bırakmıştır. 2009 yılında Timeturk web sitesinde, 2014 yılında ise Ekovizyon sitesinde köşe yazmaya başlamış halende devam etmektedir. Ayrıca İstanbultimes tv de “Hekimoğlu Süleyman ile “Halkın Sesi” adlı programda, programcı ve sunuculuk yapan Hekimoğlu Süleyman Özcan’ın bugüne kadar yayınlanmış 7 kitabı bulunmaktadır.
Unvan:
Gazeteci ve Yazar
Doğum:
Bulanık, Muş, Türkiye, 1983

Okurlar

1 okur beğendi.
25 okur okudu.
10 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Şunu bilmeliyiz ki, bugünün küçük sorunları yarının büyük sorunları olabilir.
Dünden Bugüne Türkiyenin Sorunları
inkar etme çabaları..komik geldi fakat gülmedim.
Kürt kimliğine yönelik hareket özellikle, 12 Eylül darbesi sonrasında artmıştır; açık yerlerde kürtçe konuşulması sıkı bir şekilde yasaklanmış ve Kürtlerin "Dağ Türkleri" olduğu iddia edilmiştir. Asimilasyona yönelik olan ve bilimsel temeli bulunmayan bu idda T.C. Genelkurmay Başkanlığı tarafından desteklenmiş, bu kurum tarafından bastırılan "beyaz kitap"ta şu açıklamayı yer almıştır. "dağların yüksek kısımlarında, tepelerde yaz kış erimeyen karlar vardı. Güneş açınca üzerleri buzlaşan camsı parlak bir tabaka ile örtülürdü karın yüzün.üstü sert, altı yumuşak olurdu. Bu karın üstünde yürüyünce, ayağın bastığı yer içeriye çökünce 'kırt,Kürt" diye ses çıkarırdı. Doğulu Türkmenleri, Kürt denmesinin nedeni buydu. Bölücülerin Kürt dedikleri, yüksek yaylalarda, karlık bölgelerde yaşayan türklerin karda yürürken ayaklarından çıkardıkları sesin adıydı aslında.
Sayfa 18
Reklam
12 Eylül'den sonra da Kürtler Kürt kimliğini ortaya çıkmamışlardır; örneğin 1991 deki körfez Savaşı sonrasında devletin resmi televizyon kanalı TRT Kürt demektense, haberlerde "Iraklı etnik gruplar" deyimini kullanıyordu.
Sayfa 18
Hmm .. Yakın tarihte aklıma bişey geliyor
Bizim devletimiz acaba 20 Mart 1950'de imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ne kadar bağlı kaldı?
Sayfa 8
Olaya Gelll
İki koyun için geçmişte on altı adam öldürülmüş ve o iki koyun için katliamlara sebebiyet veren x şahıs bu sefer barış için yüz koyunu kesmiş ve cehaletin boyutunu kendi tutarsızlığıyla ortaya koymuştur.
Sayfa 106Kitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok