Huzurevinde yaşayan 83 yaşındaki Hendrik Groen bir günlük yazmaya karar veriyor. Huzurevinde yaşamı, yavaş yavaş eğlenceli bir hâl alan arkadaşlıklarını, Biz Henüz Ölmedik (BHÖ) adındaki kulüplerini eğlenceli bir dille anlatıyor. Kitabın bazı kısımlarında sesli bir şekilde güldüm, bu yüzden kalabalık ortamlarda okumadım.
Hendrik, huzurevinin sürekli dertlenen ve şikayet edecek bir şeyler bulan sakinlerini, kendi iyilikleri için(!) her zaman yeni kurallar koyan yönetimini de eleştirmeyi ve başkaldırmayı ihmal etmiyor. Kitabı okurken güldüğüm kadar hüzünlendiğim bölümler de oldu. Bir bir arkadaşlarını kaybedip, yalnızlıkla başa çıkmaya çalışırken bir yandan hâla hayata devam edebilme gücünü bulmaya çalıştıkları 1 yıllık bir günlüktü. Yaşlı insanların tamamen yok sayılması, genellikle istek ve ihtiyaçlarının dikkate alınmadığı gerçeği de üzücüydü.
Kitabın ortalarına doğru sıkıldığım kısımlar da oldu, kitaptaki bir karakterin yoğun ırkçılığı ve dini ögelere karşı olumsuz tutum beni biraz rahatsız etti.
Hendrik Groen yazarın takma adı ve kimliği gizli tutuluyor. Yazarın gerçekten 83 yaşında olup olmadığı da benim için bir merak konusu oldu. ️