"... İslam ülkeleri tarafından Kutsal Kur’an’a karşı gösterilen bu ilgisizlikten dolayıdır ki İslam toplumu felaket ve tersliklerle dolu bu zor duruma düştü ve onun kaderi sağ ve sol emperyalizmin eline geçti.»
Sünni ve Şii İslam’ın her ikisi de cemaate namaz kıldıranları imam olarak tanımlasalar da, özel olarak şii İslam’da bu kelime Hz. Ali ile başlayan 12 masum ve günahsız imamlara atfedilir.
Şah'ın Amerika ile olan bağları onun hem en büyük engeli, hem de en büyük servetiydi. Şöyle ki; 1953’de CIA’ in darbesiyle geri dönmesinden beri, siyasî bilinç sahibi İranlılar tarafından bir «Amerikan Kuklası» olmakla suçlanıyordu.
Politik olarak şuurlu İranlıların temel şikayetleri Ortadoğunun başka yerlerinde de mevcut olan, yabancı nüfuzunun verdiği rahatsızlık, yanında otoriter idare ve geleneksel değerlerin zedelenmesiydi.
Henry Munson Jr., tarafından yazılan ve Türkçeye Ortadoğu'da İslam ve Devrim adıyla tercüme edilen bu kitap, 1981 yılında ABD'de Yale Üniversitesi tarafından, Türkiye'de ise Akademi Yayınları Cemil Polat - Halil Ekşi çevirisiyle 1990 yılında yayımlanır.
Ortadoğu'da İslam ve Devrim adlı kitapta temel soru şu: "Neden İslam Devrimi sadece
Kitap; ateist bir oryantalist tarafından Ortadoğu'da neden sadece İran'da İslam devrimi olduğunu araştırması sonucu ortaya çıkmış. Ortadoğu ülkelerinin İslamî hareket geçmişlerinden kısaca bahsederek kıyaslama yaptıktan sonra kendince İran İslam Devrimi'ni ve sadece İran'da devrim olmasını etkileyen faktörleri sıralıyor.
Büyük şeytan Amerika'nın tanınmış oryantalistlerinden biri olan yazar, bu kitapta Ortadoğu'da yeni bir İslam devrimini önleyebilmenin stratejisini oluşturabilmek için mevcut durumu tahlil ediyor.