... kültürümüzde genç bir erkek olmanın "mutluluğunun" son derece karışık olduğu açıktır. Erken yaşlarda başlayarak duygulan başkaları tarafından baskı altına alınmakta ve bu nedenle kendisi tarafından da bastırılmaktadır. Sayısız yoldan ve sürekli olarak, duygularını ve ihtiyaçlarını açıkça ifade etmemeye koşullandırılır.
Bağımlılık ihtiyaçları olmasına karşın, bağımlı bir şekilde davranmanın erkekçe olmadığını öğrenir. Korkmak, kucaklanmayı, okşanmayı, öpülmeyi istemek veya ağlamak, vb. erkekçe değildir. Bütün bu ihtiyaçların ve duyguların ifadesi kızlarda kabul edilirken, bunlar, erkek çocuğun arkasından koştuğu güçlü ve kontrollü olma imajına ters düşer.
Düşüp yaralandığı zaman acısını inkâr etmeye özendirilir, çünkü "erkekler ağlamaz."
Sayfa 218 - Öteki Yayınevi