Çocuk; ayak bağı değildir.
Çocuk; bıkılacak, pes dedirtecek varlıklar değildir.
Yaka silkmeyin, yüzünüzü asmayın, oflayıp poflayarak sürekli şikayet etmeyin.
Çocuk; hepimizin evinde aziz bir misafirdir, masum hallerimizin tamamıdır.
Kitabın ismi beni heyecanlandırdığı için almıştım ama yazarın konunun uzmanı olmaması beni üzdü. Mezuniyete bakıyoruz mecbur. Evet, bir ön yargı ancak okuyunca anladım ki haklı bir ön yargı. Bana şöyle geldi Doğan Cüceloğlu'nun kitaplarını okumuş ve bir özet yazmış. Suyun membağına gitmek daha faydalı neden böyle çerez kitaplarla uğraşalım ki. Özetin özeti. Bilgi vermedi ama bir Furkan Bey ritmi yakalamak için mi seçmiş kitabı bilemiyorum. (Soruların Peşinde'yi takip edenler anladı.) Bu konular hakkında hiiiiiç bilmeyenlere cazip gelebilir, belki!!
Ebeveynin mükemmeli mi yoksa yeterlisi mi makbuldür? Ya da şöyle soralım: Mükemmel ebeveyn diye bir şey var mıdır yoksa sadece efsaneleşmiş bir kavram mıdır? Doğru bir iletişimin temelinde ne yatar? Çocuklara karşı sorumluluklarımız nelerdir? Onlara, sosyal düzen ve sınır, mahremiyet ve özgüven algısını nasıl kazandırabiliriz?
Hilal Çorbacıoğlu’nun çocuklarla ve ebeveynlerle yaptığı terapilerden ve kendi annelik yolculuğunda edindiği tecrübelerden yola çıkarak kaleme aldığı Çocuklara Eşlik Etme Sanatı, okurun kendi biricik yolculuğuna kapıyı aralıyor. Çocukluk anıları durağında, cesur bir şekilde okurunu gerçek hisleriyle yüzleştirerek derin bir empatinin ve güçlü bir iletişimin önünü açıyor.
Temel ihtiyaçlar, hisler ve yeterlilik üzerine tekrar düşündüren bu kitap, yeterli ebeveynliğin sunduğu rahatlığı deneyimlemek için doğru bir rehber. Unutmayalım ki; “Hayatına eşlik ettiğiniz çocuk; çocukluğunuzdaki yaraları iyileştirmek, yeniden kalemi elinize alıp hikâyeyi yazmak için size bir ikramdır.”
Kitabın ilk kısımları daha çok kendine çekip bana güzel şeyler katıp,daha önce yazılmamış taraftan bahsetti ancak ilerledikçe hep birbirini tekrar eden kısımlar geldi sıkıldığım kısımları oldu o bakımdan orta diyebileceğim bir kitap.