Loos, mimarlık ve mesken arasındaki kesin bir ayrımı savundu: Mimarlık, sakininin kişiselliğini yansıtmak anlamına gelmiyordu; aksine mimarlık, meskenden ayrı tutulmalıydı. Mimarlığın görevi mesken tanımlamak değil, onu mümkün hale getirmekti. Mesken, bireyin kişisel tarihiyle, anılarıyla ve sevdiklerinin yakınlıklarıyla ilgiliydi.