About
Readers
3 readers liked.
13 readers read.
6 readers are reading.
4 readers will read.
Quotes
Menzil-i fakr
Menzil-i fakre eriştim dediğim oldu benim
Sohbet-i Hakk'a giriştim dediğim oldu benim
Nazar ettim bana ben kendimi bildim ki neyim
Yaradanımla biliştim dediğim oldu benim
Dediğim oldu benim** : Yani “Allah'ın dediği oldu” anlamındadır. Dikkat
edilirse varidatı Süreyya'da bir makam sırası vardır. Buraya kadar olan
varidatta Hakk'ı bulmak için dua ve niyazda bulunma hali vardı. Bunlar
“beşer Süreyya” makamının halleri idi.
Ancak bu varidatında Hakk'ı bulması ile “lisan” da değişmiştir. Çünkü
Allah yakınlığı zuhur eden velide artık “Allah tecelli etmektedir”. Bu konu
çok hassastır. Zahir ulema bu noktayı anlamakta güçlük çekmektedir.
Bilinmelidir ki hiç kimse Allah olmaz. Ancak Allah evliyâsında “tecelli
eder” tıpkı peygamberlerinde olduğu gibi.
Sayfa 43 - Zemra yayınlarıKitabı okuyor
Sırrım O, O’nun sırrı da ben
Sırrım O, O’nun sırrı da ben: Hz.Pîr Abdülkadir Geylanî “ Risâleti Gavsiyye “ kitabında, "El insanu sırrî ve ene sırrehû - İnsan benim sırrımdır ve ben O'nun sırrıyım." buyurmaktadır.
Sayfa 67 - Zemra yayınlarıKitabı okuyor
Dinozorların yok oluşu ile ilgili yeni bir teori
Dinozorların yaşadığı devirde dünyanın şartları nasıldı? Dinozorlar konusu üzerinde konuşulurken genellikle dev hayvanlardan bahsediliyor ama şu ayrıntı gözden kaçırılıyor: Dinozorların yaşadığı çağlarda yeryüzünde sadece devasa hayvanlar değil devasa bitkiler de vardı… Evet devasa bitkiler ve ağaçlar birlikte vardı.
O halde sorulması gereken soru şu: dinozorların yaşadığı çağlarda bitkiler neden devasaydı? Acaba bitkileri ve hayvanları devleştiren “etken” neydi?
Evet, İşte şimdi doğru bir iz üzerinde olduğumuzu söyleyebiliriz.
Bir başka soru da şu: Peki, dev bitkiler dev ağaçlar vardı da neden bir zaman sonra yok oldular?
Belki de bu sırların açıklığa kavuşması için dünyamıza çarpan bir göktaşından çok daha farklı bir teoriye ihtiyacımız var.
Mesela dinozorlar çağında gökyüzünün nasıl göründüğü ile ilgili bir teoriye...
MOTTOKitabı okudu
HZ.SÜREYYA'DAN FEYZ ALAN MISIRLI PRENSES FATMA İSMAİL HANIM
Hz.Süreyya'nın manevi evlatlarından Mısır Prensesi hanımefendi kendilerinden şu ricada bulunmuşlardır: "Efendim, benim biri İstanbul medreselerinden yetişmiş İstanbullu ve diğeri de Mısır'da Camiü'l Ezher'den mezun iki hocam var. İstanbullu hocam sizin yüksek manevi sözlerinizi anlamadığından size karşı dil uzatıyor. Ne olurdu ona manevi bir işaret gösterip onu yanlışlıktan kurtarsaydınız"
Hz.Süreyya, prensese; "İstihare yapılsın; Allah'tan kimim sorulsun" buyurdu. Bunun üzerine Mısır prensesi hanımefendi konağına dönünce şu ilhamı almış: "Ben neden İstanbullu hocama istihareyi yaptırayım, kendi Mısırlı hocama bu işi yaptırayım" ve 70 yaşındaki Yusuf Efendi adlı hocasına istihareyi yapmasını söylemiş. Yusuf Efendi, Muhyiddin Arabi hazretlerinin eserlerinde yazdığı şekli ile istihareyi o gece yapmış ve uykuya dalar dalmaz, dili aşağıdaki cümleyi ve âyeti okuyarak uyanmış:
Cümle şudur: "Es Süreyya sırrun min esrarillahi ve kemâlun min kemâlillahi femenihteda bihi ihteda" yani; "Süreyya, Allah'ın sırlarından bir sırdır ve kemâllerinden bir kemâldir. Ona uyan doğru yolu bulur.”
Sayfa 55 - ZemraKitabı okudu
Zillet
Maneviyatta çok ileri makamlarda zuhur eden bir tecellidir. Bu makam tam teslim makamıdır. Veli kendinde manevi kudret olmasına rağmen Cenabı Hakk'ın arzu ve tatbikatına tam bir teslim ve rıza halindedir. ( Bu ifadeler genel anlatımlardır. Makamın tam hususiyetini ancak bu makamı yaşayan veli bilir. Çünkü makam ve tecelliler her velide farklı cereyan etmektedir.)
Sayfa 54 - Zemra yayınlarıKitabı okuyor
Updates
Comments and Reviews
