MÜNTEHABÂT-I FAHRÎ
En uzun şeref, yücelik ipiyle senin sebeplerine sarılana, atların yelesinin en üstünde bulunup soyu asil olana, evvel zamanda en kaygan yerlerde ayağı sâbit durana ve onun en yüce, seçilmiş, değerli ailesine salât ediver.
Ey Allâh'ım! Rahmet ve kurtuluş anahtarlarıyla bize sabâhın kapılarını açıver.
Ey Allâh'ım! Giydir bize en güzel hidâyet ve salâh elbiselerini.
Ey Allâh'ım! Azametinle kalbime, huşû pınarlarından içirerek (kalbime huşuyu) kök saldır.
Ey Allâh'ım! Akıt heybetinle gözlerimden gözyaşı hıçkırıklarını.
Ey Allâh'ım! Bendeki sertliğin, haşinliğin getirdiği aceleciliği terbiye ediver.
Ya ilâhi! Eğer doğruyu yakalamada rahmetini bana bahşetmezsen, şu açık yolda beni Sana götürecek kimdir?
Ey Allâh'ım! Eğer rıfkın, şefkatin beni emelin ve arzuların ellerine teslim ederse, hevâmn kaydırmaları sebebiyle benim kayıp düşmelerime, hatalarıma kim engel olur? Nefisle ve şeytanla olan savaşımda yardımın, desteğin elimden giderse, beni yorgunluğun, yoksunluğun olduğu yerlere atmış olursun.
Ya ilâhî! Görüyorsun ki Sana ancak umutla geldim. Günâhlarım beni kavuşma yurdundan uzaklaştırdığında (kurtuluş) ipinin uçlarına tutundum. Nefsimin üzerine binmiş olduğu hevâ bineği ne de kötü!