Hüseyin Fahreddin El Mevlevi

Hüseyin Fahreddin El MevleviMüntehabat-ı Fahri Post-Nişin-i Mevlevihane-i Bahariye author
Author
0.0/10
0 People
1
Reads
1
Likes
463
Views

About

10 Muharrem 1271’de (3 Ekim 1854) Beşiktaş Mevlevîhânesi’nde doğdu. Babası mevlevîhânenin şeyhi Hasan Nazif Dede, annesi Zübeyde Havvâ Hanım’dır. 10 Muharrem’de ve hüseynî âyin-i şerifinin icra edildiği bir mukabele esnasında doğduğu için kendisine Hüseyin adı verildi. Henüz üç yaşında iken Mehmed Said Hemdem Çelebi tarafından teberrüken sikke tekbirlendi, babasından da icâzetnâme aldı. Beşiktaş Rüşdiyesi’ni bitirdikten sonra Dihlevî İskender Efendi’den Farsça ve Fransızca, Belhli Abdülfettah Efendi’den Farsça, Manisalı Hüseyin Hilmi Efendi ile Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Osman Selâhaddin Dede’den Arapça, eniştesi Yenişehirli Avni Bey’den tasavvuf ve edebiyat dersleri olan Hüseyin Fahreddin devlet adamı ve şair Abdurrahman Sâmi Paşa’dan mesnevi okudu. Babasının 16 Şevval 1278 (16 Nisan 1862) tarihinde vefatı üzerine, Karahisar Mevlevîhânesi şeyhi Kemâleddin Dede ve Mısır Dârülmevlevîsi şeyhi Azmi Dede tarafından icâzeti yenilendikten sonra Konya’da çelebilik makamında bulunan Sadreddin Çelebi şeyhlik destarı vererek kendisini Beşiktaş Mevlevîhânesi meşihatına tayin etti. Ancak yaşının küçük olması sebebiyle meşihat görevi vekâleten aşçıbaşı Hacı Râşid Dede tarafından sürdürüldü. Mevlevîhânenin bulunduğu yere Sultan Abdülaziz’in Çırağan Sahilsarayı’nı yaptırması üzerine 1 Zilkade 1284’te (25 Şubat 1868) Beşiktaş Mevlevîhânesi geçici olarak Fındıklı’da Karacehennem İbrâhim Paşa Konağı’na nakledildi. 27 Şevval 1286’da (29 Ocak 1870) Maçka’da yeni yapılan mevlevîhâne hizmete açılınca Hüseyin Fahreddin Dede fiilen meşihat görevine başlayarak icra edilen ilk âyin-i şerifi idare etti. Bir müddet sonra yerine askerî kışla yapılmak istenmesi üzerine mevlevîhâne 30 Zilhicce 1291’de (7 Şubat 1875) Haliç’in Bahariye sahilinde Hatab Emini Mustafa ve Hüseyin efendilerin yalılarına taşındı. 1872 yılında hocası Osman Selâhaddin Dede’nin kızı Fatma Aliye ile evlenen Hüseyin Fahreddin Dede, yeni yapılan Bahariye Mevlevîhânesi’nin açıldığı 18 Rebîülevvel 1294 (2 Nisan 1877) tarihinden itibaren otuz dört yıl meşihat görevini sürdürdü ve 21 Ramazan 1329’da (15 Eylül 1911) koleradan vefat etti. Eyüp Sultan Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Bahariye Mevlevîhânesi’nde babasının kabrinin sağ tarafına defnedildi. Yerine meşihata getirilen oğlu Hasan Nazif Dede ölümüne kadar (1916) bu görevi sürdürdü. Hüseyin Fahreddin Dede’nin mezarı mevlevîhânenin 1960’larda yıkılmasının ardından Eyüp-Silâhtarağa caddesi kenarında yeni yapılan aile kabristanına nakledilmiştir.
Birth:
3 October 1854
Death:
15 September 1911

Readers

1 readers liked.
1 readers read.
1 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Ey bütün insanların Rabbi! Sıkıntılarımızı gider. Ey Şâfî olan Allâh'ım! Bizlere şifâ ver; zîrâ Senden başka şifâ verecek ve verdiği şifâyla hastalıkların biı? daha bizlere hiç uğramamasını sağlayacak kimse yoktur." Yine Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Ey sıkıntılarımızı gideren, bütün insanların Rabbi olan Allâh'ım! Sen Şâfî'sin bizlere şifâ ver. Senden başka, verdiği şifâyla hastalıkların bizlere bir daha hiç uğramamasını sağlayacak kimse yoktur." Aleyhi's-salâtu ve's-selâm Efendimiz ashâb-ı kirâm hazerâtından keyifsiz olana işbu iki duâyı tilâvet buyurup mübârek sağ elleriyle mesh buyururlar imiş. (Cenâb-ı Hak şifâyı âcil ihsân buyuracağından iştibâh yoktur.) (Meşânktan) Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Dîn kolaydır. Kim bu dîni ta'sîb etmek isterse dîn ona galebe eder. İfrât ve tefrit etmeksizin doğruluğu ilzâm ediniz. Elinizden geldiği kadar amel etmeğe sa'y edin. Halka tebessüm gösteriniz. Sabâh gündüz geceye mahsûs olan mu'ayyen ibâdetleri edâ ediniz.
Sayfa 195 - MEVLANA KÜLTÜR ve SANAT VAKFI YAYINI ☪ Birinci Baskı - Mart 2010Kitabı okudu
METİN TERCÜMESİ 35/a
MÜNTEHABÂT-I FAHRÎ En uzun şeref, yücelik ipiyle senin sebeplerine sarılana, atların yelesinin en üstünde bulunup soyu asil olana, evvel zamanda en kaygan yerlerde ayağı sâbit durana ve onun en yüce, seçilmiş, değerli ailesine salât ediver. Ey Allâh'ım! Rahmet ve kurtuluş anahtarlarıyla bize sabâhın kapılarını açıver. Ey Allâh'ım! Giydir bize en güzel hidâyet ve salâh elbiselerini. Ey Allâh'ım! Azametinle kalbime, huşû pınarlarından içirerek (kalbime huşuyu) kök saldır. Ey Allâh'ım! Akıt heybetinle gözlerimden gözyaşı hıçkırıklarını. Ey Allâh'ım! Bendeki sertliğin, haşinliğin getirdiği aceleciliği terbiye ediver. Ya ilâhi! Eğer doğruyu yakalamada rahmetini bana bahşetmezsen, şu açık yolda beni Sana götürecek kimdir? Ey Allâh'ım! Eğer rıfkın, şefkatin beni emelin ve arzuların ellerine teslim ederse, hevâmn kaydırmaları sebebiyle benim kayıp düşmelerime, hatalarıma kim engel olur? Nefisle ve şeytanla olan savaşımda yardımın, desteğin elimden giderse, beni yorgunluğun, yoksunluğun olduğu yerlere atmış olursun. Ya ilâhî! Görüyorsun ki Sana ancak umutla geldim. Günâhlarım beni kavuşma yurdundan uzaklaştırdığında (kurtuluş) ipinin uçlarına tutundum. Nefsimin üzerine binmiş olduğu hevâ bineği ne de kötü!
Sayfa 116 - MEVLANA KÜLTÜR ve SANAT VAKFI YAYINI ☪ Birinci Baskı - Mart 2010Kitabı okudu
Reklam
METİN TERCÜMESİ 1/b
Şeyhul-Ekber (Muhyiddîn Îbnü'l-Arabî) şöyle demiştir: Görüşüm o ki Ehl-i Beyt sevgisi bir farizadır, mirâs olarak aldık onu Uzak olanlar ona, bana yakınlarımı mirasçı kılsa da Bu hidâyeti karşılığında varlıkların en hayırlısı (s.a.v.) Seçmedi bizim için yakınlarına sevgiden başkasını44 Ve lehû: Ey o parlayan Zehrâ'nın, o nûrun evlatları Ki Mûsâ (a.s.) onu bir âteş şulesi sanmıştı Size düşmanlık edenleri barındırmaz zaman Nitekim Abese Suresi'nin45 son satın onların durumunu ifâde eder ------------------------------------ 44/ Bu beyitte geçen, "ille'l-meveddete fıl-kurbâ" cümlesi Şûrâ Sûresi 23. âyetinden bir kısım olup bazı tefsirlerde, bu ifâdenin ehl-i beyti ifâde ettiği üzerinde durulmaktadır. 45/ 80. Abese, 42: "İşte bunlar kâfirlerdir, günâhkârlardır. (HFD)
Sayfa 42 - MEVLANA KÜLTÜR ve SANAT VAKFI YAYINI ☪ Birinci Baskı - Mart 2010Kitabı okudu
SUNUŞ XIII. yüzyıl Anadolusuna sevgi ve Tanrı vasfı olan aşk temeline dayalı, Ortaasya kökenli Türk-İslâm kültür ve tasavvuf görüşü ile bir güneş gibi doğan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, inşam yücelten, halkı Hak'ka yöneltmek için kucaklayan, insanları gerçek insanlığa, gerçek sevgiye, gerçek hürlüğe davet eden, alabildiğine hür ve bugün bile
Sayfa 3 - MEVLANA KÜLTÜR ve SANAT VAKFI YAYINI ☪ Birinci Baskı - Mart 2010Kitabı okudu

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Henüz kayıt yok