Göğe yükselmiş insan kafaları, kalabalığın arkasında
Ne uzun boylu insanlar diyorum, kıyametin ortasında
"Allahuekber!" nidaları arasında "Alçaklar cezasını buldu"
Ne göreyim, sırıklara takılı kafalardan sızan kandı bu
Yuvalarından fırlamış gözler, yüzlerden damlayan kan
Boynumdan sırtımdan bir ter boşandı, korkunç bir ân
Meğer eşkiyalarmış bu insanlar, köy basmış ırza geçmiş
Babam hemen eve götürdü, üzerime bir titreme gelmiş
İşte o gün akıl tahtalarımdan bir tanesi ebediyen eksildi
Sonraları şu halimi görenler derdi, Neyzen Tevfik delirdi
Azizim, bugünkü perişanlığımızı geçmişte aramak gerekir Şunu iyi bilmeliyiz ki her başta ayrı bir tasa var ayrı bir fikir
Memleketin en büyük derdi, aydınla halk arasındaki uçurum Baş ile gövde başka hareket ederse ben nasıl ayakta dururum
Bir yanda ittihatçılar öbür yanda itilafçılar bölünmüş
Ulan teresler acaba bunca cephede neden ölünmüş
enver'in kıçı açıkta kalmış kendisini Sultan Fatih sanır
insan bu aczle ecdadın ismini ağzına almaktan utanır
Cezayir, Tunus, Fas, Mısır, Trablusgarp, İran bir bir esarette
Dün karşımızda diz bağı çözülenler şimdi nasıl bir cesarette
Her şey bir anda oldu, oluyor, felaketler birbirini beklemiş
Demek bizim tevazuumuz aç köpeklerin iştihasını beslemiş
Öyle bir yangın ki, Avrupalı kurulmuş rahat koltuğuna izliyor
Bu insafsız katliam ve vahşet içinde Müslüman evladı ölüyor
İtalyan harimine girmiş, kanar içli bir yara gibi Trablusgarp
Yakıyorlar, yıkıyorlar, yağmalıyorlar. Ey insanlık, bu yol sarp!