İbn Ebi'd-Dünya, Edebiyat, İslam, Kitap Setleri kategorilerinde eserler yazmış popüler bir yazardır.
Başlıca kitapları alfabetik sırayla; Gıybet ve Koğuculuk, Hadislerde Gayipten Gelen Sesler, Hadislerde Gece Namazı - Teheccüd, Hadislerde İlahi Cezalar, Hadislerde İçkinin Yerilmesi, Rivayetlerde Soyluların Haberleri olarak sayılabilir.
İbn Ebi'd-Dünya kitapları; İlkharf Yayınevi, Ocak Yayınları aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur.
İbn Ebi'd-Dünya tarafından yazılan son kitap "Gıybet ve Koğuculuk", İlkharf Yayınevi tarafından okurların beğenisine sunulmuştur
Hasan El-Basrî (rahimehullah) dedi ki:
أرى رجالا ولا أرى عقولا، أسمع أصواتا ولا أرى أنيسا، أخصب ألسنة وأجدب قلوبا
"İnsanlar görüyorum ama akıl göremiyorum. Sesler duyuyorum, ama konuşacak birisini bulamıyorum. Dilleri güzel, ama kalpleri boş"
Bir bedevi hastalandı.
Ona "Öleceksin" dediler.
Bedevi "Nereye gideceğim?" diye sordu. "Allah'a!" dediler.
Bedevi;
"Kendisinden sadece hayır gördüğüm kimseye gitmekle bi kötülük görmüyorum" dedi.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Kim bir gece hasta olur sabreder ve hastalığından dolayı Allah'a rıza gösterirse anasından doğduğu gün gibi günahlarından aranır.
Yusuf b. Muhammed el-Mekki bildiriyor :
Taif'li bir adam tarlasını ekti, ancak mahsul olunca bir afet geldi ve mahsulü işe yaramaz hale geldi yanına vardık ve onu teselli ettik ağladı ve şöyle dedi: Başıma gelene ağlamıyorum vallahi ancak Allah'ın (celle celalühü) "Bu dünya hayatında yapmakta oldukları harcamaların durumu kendilerine zulmeden bir kavmin ekinlere isabet edip onu mahveden kavurucu soğuk bir rüzgara benzer Allah onlara haksızlık etmemiştir fakat onlar kendilerine zulüm ediyorlardı (Ali İmran suresi 117) ayetinde buyurduğu bu sıfat üzere olmaktan korkuyorum işte beni ağlatan budur.
Öyle bir zaman gelecek ki, sadece İslâm'ın adı, Kur'ân'ın da sadece yazısı kalacaktır. Mescidler mamûr ancak hidayet etme bakımından hâraptır. Ulemâ ları gökkubbe altındakilerin en şerlilerindendir. Fitne bunlardan çıkar ve yine bunlara döner.
//Ali Radiyallahu anh//
Ey insanlar! Dikkat edin! Size en hayırlılarınızı bildirmeyeyim mi? Onlar da: “Evet” dediler. Buyurdu ki: “ Onlar görüldüklerinde Allah’ın hatırlandığı kimselerdir. Konuştuklarında sözleri İslam’ın izzetli, nefislerin kurtuluşu ve ıslahı içindir. Nefislerin izzeti için, dünya talebi için veya insanlar tarafından kabul görmek için konuşmazlar. Onlar ilimleriyle amel etmeye çalışırlar ve görüşlerini itham ederler. Allah’ın kitabına ve nebisinin sünnetine sarılan Selefi’lerine tabi olurlar. Huşû onların elbisesi, verâ ziynetleri ve haşyet takılarıdır. Konuşmaları zikir, susmaları tefekkürdür. İnsanlara bolca nasihat eder, kötülüklerini onlardan uzak tutarlar ve insanların kusurlarını gizlerler. Kendileri dünyadan yüz çevirmiş olduklarından onlarla oturanlar da dünyadan zühde yönelirler. Kendileri ahirete yöneldiklerinden onlarla oturanlar sa ahirete yönelirler.”