Heyhat! Vallahi, göz insanlara bakarken, kulak onların sözlerini dinlerken, dil onlarla konuşurken ve kalp ihtiyaç duyulan şeyleri elde etme işinde dağınıkken kişi aklını başına nasıl toplasın..?
İkincisi;
Bu dünyanın bir imtihan,gam ve keder yurdu olduğunu bilmek ve burada rahat etmeyi hiç ummamaktır.
Şaşmıyor bunca ayrılıkları gören gözlerim
Çok önceden biliyordu zaten onları kalbim
Senden daha alt mertebelerde olanların senden eksik olmalarına aldanma. Nitekim şair bu hususta şöyle der:
İnsanlarda bir kusur bulmadım,
Kemale erişebilenlerin eksikliği kadar.
Ey oğul, kendine dikkat et.
Gevşek davrandığın her gün için pişmanlık duy.
Kemale erenlere yetişmek için gayretlen.
Hala bol vakit var.
Tuttuğun dal henüz yaşken onu doğrult.
Kaybolup giden saatlerini hatırla.
Onlar sana nasihat olarak yeter.
Tembelliğin lezzeti onunla beraber gitti.
Erdemlerin derecelerini kaçırdın.
Hâlbuki selef, her bir erdemi kendinde bir araya getirmeyi seviyor, içlerinden bir tanesini kaybettikleri için ağlıyordu.
"Hz. Ebubekir halife olmadan önce mahallesindeki yetimlerin koyunlarını sağardı. Halife olduktan sonra bir kızın: 'Artık o koyunlarımızı sağmaz.' diye konuştuğunu duyunca şöyle cevap verdi: 'Hayır! Ömrüme yemin olsun ki onları sizler için sağmaya devam edeceğim. Üstlendiğim bu görevin ahlâkımı değiştirmemesini umuyorum."