691’de (1292) Kuzey Suriye’deki Maarretünnu‘mân’da doğdu. Buraya nisbetle Maarrî, soyu Hz. Ebû Bekir’e dayandığı için Bekrî ve Kureşî nisbeleriyle de anılır. Maarretünnu‘mân’da başladığı öğrenimini Hama, Halep ve Dımaşk’ta sürdürdü. Takıyyüddin İbn Teymiyye, İbn Hatîb Cibrîn, Burhâneddin el-Fezârî gibi hocalarından fıkıh, tefsir, dil ve edebiyat dersleri aldı. Şerefeddin el-Bârizî ve Abs b. Îsâ es-Sercâvî adlı sûfîlerin hizmetinde bulundu. Özellikle Şâfiî fıkhı ile dil ve edebiyat alanlarında ileri bir seviyeye ulaştı. Bir süre Halep’te kadı nâibliği yaptıktan sonra kadılık makamına yükseltildi ve “fakīhu Haleb” diye tanındı. Dımaşk, Menbic ve Şeyzer’de kadılık görevinde bulundu. Ardından tasavvufa yönelerek kadılıktan istifa etti, kendisini öğrenci yetiştirmeye ve eser yazmaya verdi. Binlerce kişinin öldüğü veba salgını sırasında 749 (1349) yılında Maarretünnu‘mân’da İbn Fazlullah el-Ömerî ile görüştü. Bu salgında Ömerî’nin ardından kendisi de Halep’te öldü (28 Zilhicce 749 / 19 Mart 1349).